Bu incelemede Türk modernleşmesinde sporun geçirdiği kurumsal değişimin unsurları ve yönü irdelenmeye çalışılmış, Türkiye’de modern sporun kurumlaşma süreci 3 safhaya ayrılmıştır. Osmanlı’da geleneksel güreş ve spor tekkelerinin Tanzimat’a gidilen süreçte tasfiye edildiği görülmektedir. Geleneğin çözülmeye başladığı, laikleşmenin hızlandığı Tanzimat döneminin sonlarına doğru, batılı bir spor olan cimnastik dalının, dönemin modern okullarına ve eğitim sistemine entegre olarak Fransız etkisiyle Osmanlı toplumuna girdiği görülür. Bu aşama, sporda batılılaşma etkisinin ilk işaretlerinin de görüldüğü, sporda modernleşmenin birinci safhasıdır. 20. yy başlarında futbolun Türkiye’ye İngilizler eliyle sokulmasından sonra Türklerin de bir süre sonra hızla İstanbul’la sınırlı olarak kulüpleşme ve ligleşme sürecine girmeleri, sporda modernleşmenin ikinci safhasını oluşturmakta; bu safhada sporun beden eğitimi ve cimnastik denkleminden bağımsızlaşarak futbolla kitleselleştiği, hızla kurumlaşmaya başladığı, belirgin göstergeler olarak ortaya çıkmaktadır. 1920’li yılların başlamasıyla beraber Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın (TİCİ) kurulması ise Üçüncü safhayı oluşturur. Bu safha artık, tek sporlu futbola dayalı kurumlaşmadan çok sporlu kurumlaşmaya; İstanbul’daki sınırlılıktan tüm Türkiye’ye ulaşma çabalarına; kozmopolit ve futbola dayalı dağınık yapıdan ülkede tek söz sahibi merkezi-milli bir spor örgütüne; ülke yüzeyine genişlemiş bürokratik-rasyonel bir yapıya denk gelmektedir. 1936 yılında Türk Spor Kurumu’na (TSK) geçiş ise Kemalist devletin modernleşmesini tamamlayan spora da radikal bir tarzda el koyma kararıdır. Bu uygulama korporatist devlet politikasını yansıtır.
In this investigation, it is tried to explicate the elements and direction of institutional change that sport has undergone in Turkish modernization, the process of institutionalization of modern sports is
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.