XVI. Yüzyılın İkinci Yarısında Ca’ber

Author:

Number of pages:
2361-2374
Language:
Year-Number:
2013-Volume 8 Issue 9

Ca’ber, Suriye’nin kuzeyinde ve Fırat Nehri kıyısında bulunan eski bir yerleşim yeridir. Bir tepe üzerinde kurulmuş olan kalesiyle ünlüdür. Eyyubiler zamanında, Selahaddin’in kardeşi el-Adil tarafından el-Cezire topraklarını savunmak üzere merkez bir haline getirildi. Bu arada Harezmliler tarafından iki kez yağmalandı. Moğolların bölgeyi ele geçirmesine kadar müstahkem bir mevki ve uğrak yerlerinden biri olma özelliğini koruyordu. Fakat Moğol istilasından sonra sönükleşmeye başladı. Memluklar devrinde Halep niyabetine bağlı kaza merkezlerinden biri olarak teşkilatlandırıldı. Akkoyunlu Uzun Hasan hükümdarlığından önce Ca’ber çevresinde denetimi sağlamak üzere Arap aşiretleri ile mücadele etti ve Ca’ber Kalesi’ni bu zamanda merkez üssü olarak kullandı. Osmanlılar bölgeye geldiklerinde Döger oymakları ve Arap aşiretlerinin yerleştiği bir sahaydı. Osmanlılar XVII. yüzyıl boyunca, bölgede huzur ve güvenliği sağlamak için aşiretleri iskân etmekle uğraştı. Fakat bu pek kolay olmadı ve çoğu zaman aşiretlerin direnişi bölgenin tahrip olmasına yol açtı. Osmanlı tarihi için önemli olan Ca’ber’de, Osmanlı hanedanının atası kabul edilen Süleyman Şah’ın mezarının olduğuna inanılır. Türbe şeklindeki mezar, zamanla harabe haline gelince II. Abdülhamit’in emriyle yeniden yapılmış ve üzeri kapatılmıştır. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Fransızların eline geçen bölge, Kurtuluş Savaşı yıllarında imzalanan Ankara Antlaşması ile birlikte Türkiye toprağı sayılmıştır. Bu çalışmada, 667 nolu tahrir defterine göre, Ca’ber’in idarî, iktisadî ve nüfus durumu üzerinde durulacaktır.

Keywords


Ja’bar, is an ancient settlement on the banks of the Euphrates River and in the North of Syria. It’s famous for its castle which sits on a hilltop. In the times of Ayyubid Dynasty , it was turned into a center in order to defend al-Jazeera territory by Saladin’s brother al-Adil. Meanwhile it was plundered twice by Khwarazmian Dynasty. Until the Mongols captured the region, it had maintained its characteristics of being one of the fortified and frequented place. However, after the Mongol invasion, it began to dim. During the reign of the Mamluks, it was organized as one of the centers bounded to borough of Halep Regency. Before his reign of Akkoyunlu Uzun Hasan, he struggled with the Arab tribes in order to ensure the control around Ja’bar and at that time, he used the Castle as the epicenter. It was the area in which Doger and Arab tribes settled when Ottomans came to this region. During the XVII. Century, Ottomans tried to have tribes settled in to ensure peace and security in the region. However, it was not so easy and the disobedience of tribes quite often led to the destruction of the region. In Ja’bar, which is important for the Ottoman history, it was believed that there was the tomb of Suleyman Shah accepted ancestor of Ottoman dynasty. When it became ruin in time, the shrine-shaped tomb was reconstructed by the order of Ottoman sultan Hamid II and it was covered. After World War I, the region, that was occupied by the French, with the Ankara agreement signed in the years of the Independence War was accepted as Turkish territory. In this study, according to the cadastral record book numbered 667, administrative, economic and population status of Ja’bar will be discussed.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 811
Number of downloads 415

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.