Genel anlamda fenomenoloji Batı’da uzun yıllardır çalışılmaktadır. Dil ve edebiyat fenomenolojisi de Batıda epeyce yol almasına rağmen ülkemizde çok fazla ilerlediği söylenemez. Bu makalede birinci ve ikinci kuşak felsefi fenomenolojinin başını çeken Edmund Husserl ve Maurice Merleau-Ponty’nin görüşleri etrafında konu açıklanmaya çalışılmıştır. Husserl dili, bilgi ve anlama sorunsalı olarak ele alır, ama merkez noktaya götürüp onu özgün ve anlaması gizemli ve zor, enigmatik bir olgu olarak görür. Husserl, konuşmanın yerelleşmesi veya dünyevileştirilmesinden bahsederken Merleau-Ponty ideal bir konuşmada ne yerelleşmenin ne de dünyevileştirmenin olmadığını ifade eder. Husserl, 1939 yılında dil fenomenolojisini evrensel ve eskimeyen bir bilinç önünde dilleri nesnelleştirmek gayreti olmadığı şeklinde tanımlar. Husserl “monadlar”, “entelekyalar” ve “ilahiyat” gibi değişik metafizik kavramlarıyla ilgili kelimeleri çoğu kez tırnak içinde kullanmıştır. Buradaki amaç kullanılan kelimenin kastedilen anlamından başka anlamlarda kullanılmasını engellemek için bu şekilde belirtmiştir. Merleau-Ponty ise uzlaşmanın kendisinde var olduğunu ve uzlaşmanın anlamak için öğrenilen dilin konuşma alışkanlığında bulunduğunu ifade eder. Husserl’in gidiş-gelişlerle dolu görüşlerini, dil fenomenolojisi ile ilgili olan taraflarını ve bu fenomenolojiyle ortaya çıkan felsefi anlayışı birkaç başlık altında toplanmıştır: Dil ve Konuşma, İşaretleri Anlamlandırmanın Yarı Fizikselliği, Anlatan ve Anlatılan Arasındaki İlişki, Fenomenolojik Felsefenin Sonuçları. Toplanan bu başlıklar altında Edmund Husserl ve Merleau-Ponty’nin görüşleri karşılaştırılmıştır.
Phenomenology in general, working for many years in the West. Although it is a long way in the phenomenology of language and literature in the West in our country can not be said too much progression. In this article, who led the first-and second-generation philosophical phenomenology, Edmund Husserl and Maurice Merleau-Ponty's ideas around the topic is explained. Husserl language, knowledge and understanding are considered as problematic, but the central point of the original and understand her mysterious and hard to take, acts as an enigmatic phenomenon. Husserl, Merleau-Ponty ideal speech in a speech referring to the secularization of decentralization, or what decentralization means that neither earthly. Husserl, in 1939, the language in front of the phenomenology an awareness of universal and timeless effort to objectify language defines in the form. Husserl is often as the words used on different metaphysical "monads", "enteleks" and "theology" bottom of concepts. The purpose of this is meant the meaning of the word used in this way to prevent the use of other meanings indicated. Merleau-Ponty is that there is consensus and compromise in order to understand itself, that refers to the habit of speaking the language learned. Full views of Husserl going to and forth, the language of phenomenology philosophical understanding of the parties and the resulting fenomenolojiyle grouped under several titles: Language and Speech, Signs of signification half physicality, relationship between describing and described, results of phenomenological philosophy. Collected these headings has been compared Edmund Husserl and Merleau-Ponty's comments under.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.