Halk mimarisi, yaratıcısı olan halkın ihtiyaçlarına göre şekillenip biçimlenen, toplumun yaşam tarzını, ilişkilerini, üretim ve tüketim biçimlerini, inanış ve geleneklerini en yalın biçimde ortaya koyan kültürel bir olgudur. Endüstri devrimi ve hızlı toplumsal değişim, her alanda olduğu gibi mimarlık konusunda da köklü değişiklikler yaşanmasına neden olmuş, inşaat teknolojisi ve malzemelerinde büyük yenilikler meydana getirmiştir. Bununla birlikte özellikle kırsal kesimde halk mimarisi ve geleneksel mimarlık bilgisi kısmen de olsa yaşatılmaktadır. Somut Olmayan Kültürel Mirasımızın bir parçasını oluşturan halk mimarimizi korumak ve gelecek nesillere aktarmak hem toplumsal bir görev hem de kültürel bir gerekliliktir. Korumanın ilk adımı ise tespit çalışmaları yani halk mimarisi ile ilgili araştırmaların yapılmasıdır. XIV. yüzyılda Osmanlılarca fethedilen ve Osmanlı idaresi tarafından Anadolu’dan getirilen Yörük ve Türkmenlerle iskân edilen bugünkü Makedonya topraklarında Türk kültürü ve kültürel mirası her türlü olumsuz koşula rağmen ayakta durmaktadır. Makale, Makedonya Cumhuriyetinde gerçekleştirilen alan araştırmasında yapı ustalarından elde edilen bilgiler ışığında hazırlanmış olup yöreye has halk mimarisinin kültürel ve geleneksel boyutlarıyla analizini içermektedir. Yapılan araştırma ve elde edilen bilgiler, bu bölgede mevcut halk mimarisi olgusunun Türkiye’nin kimi yöreleri (Batı, İçbatı ve Güney Anadolu bölgeleri) ile büyük benzerlikler gösterdiğini ortaya koymuştur. Yapı tekniği, mekânsal organizasyon, fonksiyon, iç donanım ve geleneksel mimarlık terminolojisi büyük ölçüde benzeşmektedir.
Folk architecture is a cultural pheomenon which is shaped according to needs of the folk, who creates it, and presents the lifestyle, social relationships, types of production and consumption, beliefs and traditions of the society in the plainest way. As in every are, the industrial revolution and rapid social change also led to radical changes in the field of architecture and created major innovations in building technology and materials. Besides, folk architecture and vernacular architecture knowledge are, although partly, maintained especially in rural areas. It is both a social task and a cultural neccesity to conserve and hand down to next generations our folk architecture which forms a part of our intangible cultural heritage. The first step of conservation is to carry out evaluation Works, in other words, researches on folk architecture. Despite all types of negative circumstances, Turkish culture and cultural heritage survive in the current territories of Macedonia conquered by the Ottoman empire in the XIVth century and occupied by the Yuruks and Turcomans who were brought by the Ottoman rule from Anatolia. This article has been prepared in the light of the information obtained through the field work in the Republic of Macedonia and comprises the analysis of the cultural and traditional dimensions of indigenous folk architecture. The field work resoults reveal that the folk architecture phonomenon in this area very similar to various area in Turkey (Western, Interior Western and Soughtern Anatolia Region). Building construction techniques, design, function, hardware and traditional architectural terminology most closely resemble each other.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.