Erken Cumhuriyet dönemi siyasi tarihinin önemli isimlerden biri Arif Oruç’tur. 1929 yılında yayımlamaya başladığı Yarın adlı gazete ile dönemin etkili bir muhalif siyasi figürü haline gelen Oruç, Türk basın tarihinde de iz bırakmış bir gazetecidir. Arif Oruç 1929 Aralık- 1931 Temmuz arası dönemde çıkan Yarın gazetesinde kaleme aldığı yazılarda Cumhuriyet Halk Fırka’sını ve onun izlediği politikaları hedef almıştır. Bu bağlamda fakirlik, rüşvet, kanunsuzluk gibi konularda yazılar yazarken, iktidarı ve özellikle İsmet İnönü’yü eleştirerek, onların hatalarını dile getirmiştir. Devamlı olarak demokrasi, adalet, hukuk ve özgürlük temalarını işleyen Oruç, sıklıkla yasalara ve Anayasaya atıfta bulunarak bir hukuk devleti olmanın zorunluluğunun altını çizmiştir. 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası adıyla ikinci parti kurulunca açık biçimde bu muhalefet partisini desteklemiş ve Cumhuriyet Halk Fırkası’nı tutan gazetecilerle ve aydınlarla sert polemiklere girişmiştir. İktidara olan muhalefetinden ötürü hakkında çok sayıda dava açılmış ve baskılara maruz kalmıştır. Nihayet 1931 senesinde çıkarılan Basın Kanunu ile Yarın kapanmış, Arif Oruç’un da herhangi bir şekilde gazetecilik yapması engellenmiştir. Bir süre çeşitli işlerde geçimini temine çalışan Oruç, bir süre sonra Türkiye’den ayrılıp Bulgaristan’a gitmek zorunda bırakılmıştır. Bu çalışma, Arif Oruç örneği üzerinden, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarındaki muhalefetin boyutlarını ve iktidar eleştirisinin sınırlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda demokrasi, hukuk ve adalet nokta-i nazarından tek partili dönemin yapısal bazı özellikleri ortaya konacaktır.
One of the prominent names in the political history of early period of Turkish Republic is Arif Oruç. Just after began to publish a newspaper in 1929, namely Yarın, he became an influential political opponent figure in a short time. He wrote out columns regularly in the newspaper between 1929 and 1931 and in these columns he targeted Republican People’s Party and its policies. In this context when he was writing about poverty, corruption and lawlessness in Turkey, in fact he was criticising the political power and especially İsmet İnönü as a head of the goverment and was aiming at present their mistakes to themselves. Dealing with persistently the issues such as democracy, justice, freedom and legality, Oruç often referred to the laws and the constitution and thus underlined the importance of being a state of law. After establishing the second party in the country, Free Republican Party, he openly supported this opposition party and then found himself in some harsh polemics with a few journalists favored to Republican People’s Party. In 1931 a new press law was promulgated by the goverment. By virtue of the legislation, Yarın was shutted down and Arif Oruç was banned to publish a newspaper or journal in anyway. This article aims, in the case of Arif Oruç, at to propund the dimensions of opposition and the limits of criticising of the political power in the first years of Turkish Republic.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.