İletişim ve güzel sanatlar fakültelerinin sayılarındaki artışa bağlı olarak sinema konusunda yapılan teorik çalışmaların sayıca arttığı yadsınamaz bir gerçek haline gelmiştir. Türk sinemasının geçmişi ve bugünü pek çok akademisyen ve sinemasever tarafından mercek altına alınmış, yeni ve eski çok sayıda film, konuları, üslupları, ideolojileri, türleri, yönetmenleri ve filmlerdeki herhangi spesifik bir konunun temsili gibi pek çok açıdan incelenmiş, filmler belli araştırma yöntemlerine dayanarak analiz edilmiş ve sonuçta teorik anlamda ciddi bir külliyat oluşmaya başlamıştır. Bu tür teorik çalışmaların önemine rağmen Türk sineması alanında yapılan saha çalışmalarının sayıca geride kaldığı da aşikardır. Durumun eşitlenmesi gibi bir zorunluluk bulunmasa da, saha çalışmalarının sağlayacağı katkıların da göz ardı edilmemesi gerektiği düşünülmektedir. Belli bir pilot bölgeyi temel alarak elde edilen verilere dayanan saha çalışmalarının, bu bölge özelinde yaşanan sorunlara pratik yanıtlar getirebilme potansiyeli bulunmaktadır. “Yeşilçam Döneminde Van’ın Sinema Kültürü” isimli çalışma da bu açıdan önemli görülmüştür. Elde edilen sonuçların Van ilinde sinemanın gelişimine ilişkin somut bilgiler sağlaması ve başka araştırmacılar için yol gösterici olması amaçlanmıştır. Bu tür bir çalışmada, önceki dönemlere ışık tutacak araştırmalara ya da en azından kanıt niteliğindeki resmi belgelere ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak çalışma süresince yapılan araştırmalarda ciddi bir kaynak sıkıntısı ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu sorun çalışmanın görüşme tekniğine dayalı olarak gelişmesini zorunlu kılmıştır. Bu nedenle de gerek dönemin eski sinema salonu sahipleri gerekse sinema ve sanata ilgisiyle tanınmış Vanlılar ile görüşmeler yapılarak elde edilen bilgiler betimsel analiz yöntemi ile analiz edilmiş, sonuçlar da Türkiye’nin o dönemlerdeki genel sosyo-politik ve sosyo-kültürel durumu ile ilişkilendirilerek yorumlanmıştır.
The increase in the number of theoretical studies concerning cinema due to the increase in the number of communication and fine arts faculties has been a stubborn fact. Many academics and picturegoers have scrutinised the past and present Turkish cinema; many new and old films have been examined in terms of their subject matters, styles, ideologies, genres, directors or the representation of a specific subject; films have been analysed through certain research methods; and eventually, a theoretically significant literature has started to be created. The significance of these kinds of studies cannot be denied. Yet, it is evident that the number of field studies in Turkish cinema falls behind the pleasing increase in the number of theoretical studies. Although there are no requirements to equalise these numbers, it is believed that the significance of field studies should not be ignored. The field studies based on the data collected from a certain pilot region have the potential to provide practical answers for problems specific to this region. In this respect, the study titled “Van’s Cinema Culture in Yeşilçam Period” is considered significant. With this study, it is aimed to obtain data concerning the development of cinema in Van and also to contribute to the advancement of the field. Such a study necessitates research studies that would offer an insight to previous periods or at least official documents that have evidential value. However, the lack of sources materials has been an important problem during the study. This problem has forced the study to be based predicate mainly on interviews and a decriptive analysis. Therefore, the interviews with the owners of old movie theatres as well as the local people of Van who are famous for their interest in cinema and art have become prominent. The date obtained; is associated with the general socio-political and socio-cultural condition of Turkey in the same periods.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.