İranlı çağdaş yazar Sadık Hidayet’in Fars edebiyatının ilk roman örneği olarak bilinen Kör Baykuş adlı yapıtının Türkçe ve Fransızca çevirilerini değerlendirmeyi amaçlayan bu çalışmamızda ‘çeviri göstergebilimi’ yaklaşımı temel alınmıştır. Yazınsal bir yapıtın okuru/ çevirmeni, farklı bir metinle karşı karşıya olduğunu bilir çünkü dil yasalarının delindiği, aşıldığı ve yananlamların egemen olduğu bir metindir bu. Anlamın oluşumunu ve kavranmasını irdeleyen göstergebilim, bir anlamlama kuramıdır. Anlamı bileşenlerine ayırmayı ve sınırlarını çizmeyi oldukça zorlaştıran bu yananlamlar, eğretilemeler, göndermeler, yazarın anlam evrenini açığa çıkarmayı, çoğul anlamları yakalamayı, metindeki anlam oluşumunu çözmeyi, kısacası söylemin düzenlenişini incelemeyi zorlaştırmakta ve göstergebilimsel bir çözümlemeye başvurmayı gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda gerçekleştirdiğimiz göstergebilimsel çözümleme, Paris Göstergebilim Okulu’nun kurucularından Jean-Claude Coquet’nin söylem kavramı üzerine temellenen ‘Söyleyenler Göstergebilimi’ kuramına (söylem öznesinden bağımsız değerlendirilemez) dayandırılmıştır. Söylem çözümlememiz özellikle, söylemin öznesi olarak karşımıza çıkan anlatıcılar ve onların bakış açıları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Öznenin söyleminde gözlemlenen dönüşümleri (özne/ yükümsüz özne/ eşik özne durumları), bakış açısındaki değişimleri, kesişmeleri ya da örtüşmeleri incelemek üzere yapılan bu çözümlemede üç çalışmadan yararlanılmıştır: Roland Barthes’ın S/Z adlı çözümlemesinde yer alan söylem teknikleri, Yazarın Gölgesi adlı incelemede yer alan Rıza Beraheni’nin “Kör Baykuş’un Yeniden Yazılışı” başlıklı yazısında mercek altına aldığı Hidayet’in söylem teknikleri ve son olarak Oğuz Demiralp’in Kör Baykuş ve Sadık Hidayet üzerine yaptığı Kör Okur adlı çalışmada vurgulanan yazarın anlam evreni ve bakış açıları. Söz konusu inceleme, betimleyici bir çalışma olarak, söylem çözümlemesi sonucunda açığa çıkan kesitlemelerin, temel izleklerin, izlencelerin ve söylem tekniklerinin çeviri metinlerde izlerini sürmeyi hedeflemektedir. Yazar Sadık Hidayet’in özgün metninin iç örüsünü, anlam evrenini Türkçe ve Fransızca erek metinlerde nasıl bulabiliyoruz? Umberto Eco’nun deyimiyle çevirmenler “mutlak olan kayıpları” en aza indirgemeyi ne kadar başarabilmişlerdir?
Blind Owl, which is considered as the first novel of Persian literature, will be studied in the present paper in order to evaluate its Turkish and French translation based on the translation Semiology approach. The reader/translator of a literary text knows the text that s/he is studying, since it goes beyond the normal rules of language and the text bears different meanings. Semiology, which studies the formation of meaning and how the reader perceives it, is a signification approach. The connotations that makes the decomposition and restricting of the meaning harder, necessitates the use of Semiological approach for understanding the metaphors, references, the meaning concept of the author, multi-meanings texts and briefly formation of the discourse. The Semiological analyses which forms the bases of research in the present paper is based on the discourse approach of Jean- Claude Coquet, the founder of Paris Semiology school and his “Subject Semiology” (Discourse could not be studied without its subject). Our discourse analysis mostly concentrates on the subject of the discourse, the narrators and their points of views. The transformations which happen in subject’s discourse, (subject/ irresponsible subject/semi-subject), his/her changes of views and overlaps all are studied in the present research according to three main resources: Roland Barth’s S/Z and his suggested discourse analyses techniques, the rewriting of Blind Owl by Riza Beraheni in The Shadow of Author, and his suggested techniques which are used to analyze the discourse and finally Oğuz Demiralp’s Blind Reader and his discourse analyses about the Blind Owl. As a descriptive research and considering the results of discourse analyses, the sections, main themes, the discourse techniques and their traces have been followed in the translations. It is aimed to trace the network of the text and its meaning system in both Turkish and French translation. As Umberto Eco says, “How the translator was able to reduce the inevitable losses?”
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.