Tarih eğitiminin gelecek kuşakları eğitmene kritik bir rolü vardır. Her ulus-devlet vatandaşları için bir ulusal kimlik oluşturma gereğiyle tarih eğitimi verir. SSCB’nin dağılışının ardından Yeni Sovyet İnsanı ortak kimliğinin gözden düşmesiyle, yeni bağımsızlığını kazanan Orta Asya cumhuriyetleri vatandaşları için farklı kimlik arayışlarına yöneldiler. Sovyet döneminde tarihyazımı çizili sınırlar içindeki topraklarla sınırlıydı. Ancak ortak geçmiş günümüz sınırları tarafından sınırlandırılamaz. Kazak ve Özbek halkları içinde bazı kavimler ortaktır, çünkü on beşincei yüzyıldaki kitlesel göçlerle gelmişlerdir. Geçmişlerini nasıl kavradıkları ve bu göçü nasıl değerlendirdikleri bugün inşa etme ihtiyacı duydukları ulusla ilintilidir, ki bu da tarih ders kitaplarında kendini gösterir. Ders kitapları, görece kapalı bir alanda yer aldıklarından, eğtimle ilgili siyasi gereksinimlerin işaretlerini burada daha açıklıkla çözümlenebilir. Bu nedenle bu çalışma belli bir göç sürecinin Kazakistan ve Özbekistan tarihyazımında nasıl değerlendirildiğini karşılaştırmayı amaçlıyor. Özbekistan günümüz Özbekistan sınırları içindeki uygarlıkların yaptıklarını vurgulamaktadır. Bu çerçevede Timuriler yüceltilmektedir, oysa yüz yıl sonra göç eden “Özbek” kavimleri onları uzaklaştırdılar. Bu çapraşık durum göçer Özbeklere karşı, Özbeklerden önce günümüz Özbekistan’ında yaşayan yerleşik uygarlıkları lehine çözülmüştür. Kazakistan’da bu göç, günümüz siyasi vizyonlarına paralel olarak, göçer Avrasya hanlıklarını yüzeltmek için olumlu olarak değerlendirilmektedir.
History education has a crucial role in training the future generations. Each nation-state teaches history according to necessities of forming national identities for its citizens. After the dissolution of the USSR, following the fail demise of the common identity, New Soviet Man, newly independent Central Asian states moved to find distinct national identities for their citizens. During the Soviet period the historiography was based on territoriality within the driven borders. The common past, however, cannot be delimited to contemporary borders. Kazakh and Uzbek peoples consist of some similar tribes, because they had arrived as a result of massive migrations in the 15th century. The comprehension of their past and the differences in evaluating this migration is related to their recent needs of constructing a nation, which is manifested in their history textbooks. Textbooks present a rather secluded sphere, where the signs of political needs on education can be more clearly analyzed. Thus, this study aims to compare the evaluation of a certain migration process in the historiography of Kazakhstan and Uzbekistan through text analysis in history textbooks. Uzbekistan underlines the deeds of settled civilizations in recent Uzbekistan. Here the Temurids are being glorified, although a century later with the migrating “Uzbek” tribes pushed them away. This controversial case is solved against the nomadic Uzbeks, in favor of pre-Uzbek settled civilizations of recent Uzbekistan. In Kazakhstan this migration is evaluated positively in glorifying the legacy of Eurasian nomadic khanates parallel to their modern, political vision for Eurasia.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.