Tabiat ve tabiatın en önemli unsuru olan “dağ” halk edebiyatının ve halk şairlerinin önemli mekânlarından biridir. Halk şiirinde dağ, tabiat bütünü içinde oldukça geniş yer tutan gerçek, yaşamsal bir parçadır, dolgu bir mekân değildir. Bu çalışmada, halk şiirinin önemli bir temsilcisi olan, aşk ve tabiat şairi diye tanımlanan Karacaoğlan’ın beş yüz şiirinden yola çıkılmıştır. Onun söylediği şiirlerde Türkmenlerin sosyo-kültürel yapılarının yol açtığı zaman ve mekânla süslenmiş olan hayatları vardır. Karacaoğlan’ın yetiştiği ve gezdiği yerlerin adları (iller, köyler, dağlar, yaylalar, beller, ovalar, göller, pınarlar), kullandığı dil (tasvirler, benzetmeler, mahalli kullanımlar) ve Türkmenlere ait gelenek görenek, giyim kuşam unsurları, konar göçer kültürü, sosyal ve tarihi olaylar, Karacaoğlan’ın hem tabiî hem de düzenlenmiş çevresine kısaca yaşam alanına ışık tutar niteliktedir. Karacaoğlan şiirinin genel tabiatı içinde “dağ” tabiatın oldukça önemli bir elemanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Karacaoğlan’ın şiirlerinde “dağ” hem kendi gerçekliğinde var olan tabiatın bir parçası “dağ” hem de Karacaoğlan’ın söylemek istediklerini söyleyebilmek için kurgulanmış bir “dağ”dır. Karacaoğlan genel anlamda tabiatı, özel ve dar anlamda “dağ”ı her zaman insanla olan ilişkisi bağlamında ele almıştır. Çalışmamızda “dağ” imgeli şiirlerin Karacaoğlan’ın iç dünyasını, içsel-düşünsel yaşam kavrayışını, karakterini, heyecanını bize nasıl anlattığı üzerinde durulmuş; Karacaoğlan’ın nesneleri sergileyişi, dağ algısı ile yoğunlaştırılmış duyguları dile getirişi ele alınmış, mek?nsal bir olgu ve algı olan “dağ”ın insanla olan ilişkisi ortaya çıkarılmıştır.
Nature and “Mountains”, which are the most important elements of the nature, are important settings of the folk literature and folk poetry. Mountains in the folk poetry are a real vital part of the nature; they are not fictional settings. In the present study, five hundred poems of Karacaoğlan, who is one of the important representatives of the folk poetry and defined as the poet of love and nature, were taken into consideration. In the poetry he composed, the lives of the Turkomans which were decorated with time and place depending on their socio-cultural structures are depicted. The names of the places Karacaoğlan was brought up and visited (provinces, villages, mountains, plateaus, mountain passes, plains, lakes, springs), the language he used (descriptions, methaphores, local uses), and the traditions, customs and clothing of the Turkomans, their nomadic culture, social and historical events shed light on Karacaoğlan’s both natural and arranged environment, shortly, his living space. We see within the general nature of Karacaoğlan’s poetry that “Mountains “are very important elements of the nature. “Mountains” in Karacaoglan’s poetry characterize both a “mountain” as a part of the nature and a “mountain” depicted by him to tell what he wanted to tell. Karacaoğlan always used the nature in general sense and a “mountain” in a special and narrow sense in the context of its relationship with people. The present study emphasized how Karacaoglan told us his inner world, internal-intellectual life concept, character and excitement, discussed how Karacaoglan presented the objects, expressed his feelings by using his perception of mountains and revealed the relationship of “a mountain”, which is a spatial phenomenon and perception, with a human .
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.