Erken Çocukluk Dönemi Dini Gelişim Teorileri Bağlamında Din Eğitimi

Author:

Number of pages:
971-987
Language:
Year-Number:
2013-Volume 8 Issue 8

İnsan hayatının önemli bir alanını oluşturan dinin yada kutsalın kaynağı, gelişimi ve kurumsallaşması konusunda yaklaşık yarım yüzyıldır birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar bize özellikle erken çocukluk döneminin birçok açıdan keşfedilmeyi bekleyen önemli bir gelişim alanı olduğunu göstermektedir. Gelişim psikolojisindeki yaklaşımların konuyu ele alış tarzları farklı olmakla beraber, yaklaşık yedi yaşlarına kadar çocukta canlı bir dini merakın varlığı, özellikle de son dönem araştırmaların çocuk-yetişkin ilişkisini kısmen farklı bir boyutta ele almaları bu dönemdeki din eğitiminin niteliğini de etkiler mahiyettedir. Bu konuda yapılan çalışmaları üç aşamada incelemek mümkündür. İlk aşama Freud, Piaget, Erikson, Jung gibi psikanalitik ve bilişsel psikolojinin önemli temsilcilerinin çalışmalarından etkilenen ilk dini gelişim çalışmalarıdır. İkinci aşama bu teorilerin yanı sıra Kohlberg’in geliştirdiği ahlakî gelişim kuramından etkilenen ikinci dalga dini gelişim teorileridir. Üçüncü aşama ise son yirmi yıldır kültürel antropolojiden etkilenen dini gelişim çalışmalarıdır. Bu çalışmalar kaçınılmaz bir şekilde erken çocukluk dönemi din eğitimini birçok yönüyle etkilemiştir. Çünkü çocuğun yaklaşık yedi yaşlarına kadar dini bir nitelik göstermediğini kabul eden yaklaşımların aksine bu dönemin çocuğun dini gelişiminin temeli olduğunu ileri süren yaklaşımlar da söz konusudur. Bu konuda yapılan son araştırmalar bütün gelişim alanlarında olduğu gibi dini gelişimde de erken çocukluğun çok önemli bir yer tuttuğunu ve bu yüzden bütün yönleriyle incelenmesi gerektiğini göstermektedir. Din eğitiminin bilimselleşmesine önemli katkılar sağlayan bu tür çalışmalar aynı zamanda yöntem tartışmasını da ortaya çıkarmıştır. Erken çocukluk döneminde din eğitimi verilmeli midir? Eğer verilecekse hangi metotlar kullanılmalıdır? Bu sorulara verilen cevaplar geleneksel birçok yöntemin artık fazla bir anlam ifade etmediğini, bu yaklaşımlardan hareket etmenin ise birçok kalıcı probleme yol açtığını gösteriyor. Çocuğun din eğitimi hem içerik hem de yöntem bakımından yetişkin din eğitiminden farklı olmak zorundadır. İslam din eğitimi açısından düşünüldüğünde, doktriner ve normatif din eğitiminin bu dönemdeki çocuklar için faydadan ziyade zarar getireceği söylenebilir. Bu dönemde çocuğa sunulacak din eğitiminin ana çerçevesini duygusal gelişime katkı sağlama, iletişim ve dil becerisini arttırma, kutsalı ve sonsuzluğu farklı boyutları ile hissetme ve din diline aşina olma oluşturmalıdır.

Keywords


Nearly half a century many studies have been done on the source, development and institutionalization of religion or holy that constitutes an important field of human life. These studies shows that especially early childhood is an important field required to be explored in many aspects of growth. Although this topic has been studied in different approaches of developmental psychology, the presence of a live religious curiosity at children up to the age of seven, especially recent researches to address the child-adult relationship at a different size also affect the quality of religious education in this period. It is possible to examine the work carried out on this subject in three waves. The first wave is the religious development theories that were affected by works of major representatives of psychoanalytic and cognitive psychology such as Freud, Piaget, Erikson and Jung. The second wave, as well as these theories, is religious development theories that were affected by the theory of moral development such as Kohlberg. The third wave is studies of religious development in the last twenty years that are affected by cultural anthropology. These studies, inevitably, affected early childhood religious education in many aspects. Contrary to approaches that indicate the child does not show any religious issues up to the age of about seven, there are some approaches suggest that this period is the basis of development of religious thinking. Recent researches conducted on this subject show that, as well as in all developmental period also in religious development, early childhood takes part a very important place and therefore should be examined in all its aspects. Such studies provide important contributions to the religious education and come up for discussion of the method of religious instruction and education. Should religious education be given in early childhood? If so, which methods should be used? Answers to those questions show that many traditional methods do not make sense anymore, moving with these approaches lead to many permanent problems. The child's religious education must be different from adults in terms of both content and method. In terms of Islamic religious education, doctrinal and normative religious education for children of this period can be said to bring harm rather than goodness. During this period, religious education should take into consideration of contribution to emotional development, increasing communication and language skills, feeling the sacred and eternal with different dimension and being familiar with the language of religion.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 2,365
Number of downloads 547

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.