Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı hâkimiyetine giren İskenderun, 19. yüzyılın ilk yarısına kadar çok küçük bir köy hüviyetinde kalmıştır. Yüzyılın sonuna doğru sanayi devriminin etkisi ve ticari emtianın çokça taşınması vesilesi ile önem kazanmaya başlayan şehir özellikle Halep ve ardı ile Güney Anadolu’nun doğal bir limanı olarak gün geçtikçe ön plana çıkmıştır. 1890’lı yıllardan sonra Anadolu’da Ermeni faaliyetlerinin artması ve birçok yerde isyanların çıkmasına paralel olarak Osmanlı Devleti büyük güçlerin müdahalesini engellemek ve Ermeni isyancıları kontrol altında tutabilmek için çeşitli tedbirler almıştır. II. Abdülhamit döneminde başlayan bu olumsuz girişimlere, Sultan çeşitli şekillerde karşı koymaya çalışmıştır. Bu tedbirlerden biri de Halep, Mamuretülaziz, Adana, Kayseri, Bitlis, Van, Diyarbekir, Erzurum vilayetlerinde yaşayan Ermenilerin dış dünya ile irtibatını sağlayan liman olan İskenderun’da kontrol noktası tesis etmektir. Sultan II. Abdülhamit’in talimatıyla tesis edildiği görülen kontrol noktasında iskeleden harice çıkan veya Anadolu coğrafyasının çeşitli yerleşim yerlerine gelen Ermeni yolcuların aylık muntazam listeleri tutulmuştur. Bu listelerde Ermeni yolcuların nereli oldukları, hangi yerleşim yerinden hangi ülkeye gittikleri veya hangi yabancı ülkeden iskeleye inerek hangi vilayetteki yerleşim yerine gittikleri kaydedilmiştir. Bunun yanında gidip-gelen bu yolcuların ne amaçla, ne kadar süre için gittikleri belirtildiği gibi yanlarında eşleri, çocukları veya başka şahısların olup olmadığı konusunda kayıtlar mevcuttur. Sultanın bu şekilde listeler tutmasındaki amaç kötü niyetli Ermeni tedhişçileri daha rahat kontrol altında tutabilmektir. Bunun yanında İngiltere kontrolündeki Kıbrıs’ta silah ve bomba eğitimi alan Ermenilerin Anadolu’ya girişlerine set çekebilmektir. Bu hususta daha ayrıntılı defterlerin tutulduğu hazırlanan listelerden anlaşılmaktadır. Bu defterler arşiv tasnifinin hızlanması ile gün yüzüne çıkacaktır. Bu çalışmada zikredilen listeler incelenmiştir.
The period of Yavuz Sultan Selim and the Ottoman Empire’s entering Alexandretta until the first half of the 19th century had identity of a very small village. Right to the end of the century, the industry revolution’s impact and trading goods’ large amount of transport means gained importance starting especially in the city of Aleppo and then in one of South Anatolia’s natural ports as of the day the preliminary plan came out. After the 1890’s the increase of Armenian activities in Anatolia and the outbreak of revolts in many other places parallel the Ottoman government’s large forces’ involvement to prevent and be able to keep Armenian rebels under control, taking various measures. Abdul Hamid II started under this negative initiative; the Sultan tried to resist in various ways. From these measures in any of the provinces of Aleppo, Mamuretülaziz, Adana, Kayseri, Bitlis, Van, Diyarbekir, or Erzurum, Armenians living in the diaspora and connecting supplier port, as in Alexandretta, have a checkpoint facility. Sultan Abdul Hamid II’s direction of the facility is seen at the checkpoint from the dock outside rising or Anatolia geography’s various residential areas incoming Armenian travelers often reserved monthly lists. In addition to this, England in the grip of Cyprus was able to check Armenians’ entries into Anatolia set by a weapons and bombs training field. It is understood that this matter is elaborated on further in books prepared from lists. These books will come to light with the acceleration of the classification of records.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.