Oldukça beğenilen İngiliz romancı Angela Carter’ın Dr Hoffmann’ın Şeytani Arzu Makineleri (1972) (Buradan sonra Arzu Makineleri olarak söz edilecektir) ve Elif Şafak’ın Mahrem (2000) adlı romanları arzu hakkında, arzuya dair romanlardır. Açık şekilde cinsel içerikli olmalarından dolayı bu romanlar, toplumsal/cinsiyet, bastırma/iteleme ve beden siyaseti gibi konular ekseninde bir çok feminist ve psikoanalitik okumalara yol açmıştır. Romanların analizlerinde daha önce uygulanan yaklaşımlardan farklı olarak, bu çalışma, Sartre’ın ifadesiyle bilinç tarafından oluşturulan arzu, bilinç ve hayal arasındaki ilişkiyi irdeleyerek, bu romanlardaki arzu sorunsalını ele almayı amaçlamaktadır. Sartre hayalin ya da imge funksiyonunun bilincin önemli bir boyutunu oluşturduğunu ifade eder. Sartre’ın, arzuyu tatmin etmek için bilincin hayali olanı oluşturma teorisi, arzunun doğasına dair fenomenolojik ve varoluşsal psikoloji açısından derinlemesine bir bakış sunar. Bu bağlamda, Arzu Makineleri ve Mahrem romanları, olumsuzlama, hiçleme ve tekrar/yapılandırma yolu ile arzu edilen benliklerini var etmek için, muhtemel var oluşlarını hayal edip, arzulayan iki erkek karakter Desiderio ve Be-ce’nin dışavurulmuş bilinçlerinin metinleri olarak okunabilir.
A highly acclaimed English novelist Angela Carter`s The Infernal Desire Machines of Doctor Hoffmann (1972) (it will be referred to as Desire Machines from here on) and Elif Şafak`s Mahrem (2000) are the novels of desire. These novels yield several feminist and psychoanalytical readings clustered around gender, sexuality, repression and body politics because of their explicitly sexually-laden contents. Differently from the previous approaches applied to the analyses of these novels, this paper aims to explore how desire, as imaged by consciousness in a Sartrian term, has been problematized in both novels by delving into the relationship between desire, consciousness and imagination. Sartre explains that imagination or image function establishes an important dimension of consciousness. Sartre’s account of the constitution of the imaginary by consciousness in an attempt to satisfy desire provides insight into the nature of desire through the lens of phenomenological and existential psychology. From this perspective, Desire Machines and Mahrem can be read as the texts of the externalized consciousnesses of the two desiring male characters Desiderio and Be-ce as they imagine the possibilities of their beings to bring into existence their desired being through negation, nihilation and re/constitution.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.