Gerek birinci gerek ikinci dil edinimi ve öğretiminde temel söz varlığının belirleyici bir rol oynadığı dilbilimci ve dil eğitimcilerinin ortaklaştığı noktadır. Söz konusu bilimcilerin görüş birliği içinde olduğu bir başka nokta, dil edinimi ve öğretiminin aynı zamanda bir kültür edinimi ve öğretimi olduğudur. Anılan kabullerden hareketle bu çalışmada Türkçe ve Almancada en sık kullanılan ilk elli eylem (fiil) söz-eylem kuramına göre sınıflandırılarak dil-yapısal ve kültürel açıdan karşılaştırılacaktır. Sıklığa ve söz-eylem kuramına dayalı karşılaştırmadan hem Türkçe konuşucusuna Yabancı dil olarak Almanca öğretiminde hem de Almanca konuşucusuna yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde olası katkılar sağlayacak çıkarımlarda bulunmak, bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Karşılaştırmada Tschirner (2008) ve Özkan (2012) verileri temel alınacaktır. En sık kullanılan ilk elli eylemde iki dil (Türkçe-Almanca) arasındaki örtüşmeler ve örtüşmezlikler yorumlanıp gerekçelendirilecektir. Çalışmanın temel savı, ana dilin ve yabancı dilin en sık kullanılan elli eylemini saptamanın ve karşılaştırmanın, özellikle temel söz varlığını aşamalı olarak eylem odaklı dilbilgisi (Valanzgrammatik) aracılığıyla öğretmede etkili olacağıdır. Çalışmanın bir başka vurgusu, ilk elli eylem sıralamasının dil konuşucularının genel kültürel önceliğini yansıttığıdır. Çalışmadaki bulguların ve çıkarımların ana dil eğitimine, yabancı dil eğitimine ve yabancı dil olarak Türkçe eğitimine katkı sunması beklenebilir. Çalışmanın bulguları, dil eğitiminde sözcük öğretiminin kültürel önceliklere göre aşamalandırılmasına dayanak oluşturabilir. Bu bakımdan, bu çalışmanın alan yazınında kimi gereksinimlerin giderilmesine önemli katkılar sunacağı savlanabilir.
It is a common point linguists and language trainers agree on that basic vocabulary plays a determinant role in both native and second language acquisition and teaching. Another point on which those scientists agree is that language acquisition and teaching is also an acquisition and teaching of culture. By leading aforementioned assumptions, in this study, most frequently used fifty verbs in Turkish and German will be classified according to statement-action theory and compared in terms of lingua-structure and culture. Through the comparison based on frequency and statement-action theory, this study aims to make inferences that will probably contribute to both teaching German to Turkish speaker as a foreign language and teaching Turkish to German speaker as a foreign language. The study will be built on data from Tschirner 2008 and Ozkan 2012. Correspondence and non-correspondence between Turkish and German will be interpreted and justified in most frequently used first fifty verbs. Main thesis of the study is that determination and comparison of most frequently used fifty verbs in native and foreign language will be effective in teaching basic vocabulary gradually through action focused grammar (Valanzgrammatik). Another emphasis of the study is that sequencing of first fifty verbs reflects the cultural priority of native speakers. Findings and inference of the study Turkish education, Turkish education as a foreign language and foreign language education is expected to contribute. Findings and inference will be based on progressive teaching of the word. In this regard, this study may resolve some of the shortcomings in the literature.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.