1990 yılında SSCB’nin dağılması ile ortaya birçok küresel sorun çıkmıştır. Bu sorunların en başında da 20. yüzyıla damgasını vuran Soğuk Savaş, iki kutuplu dünya düzeni, nükleer ve balistik silahlara dayalı denge ortamının yok olması ve yerine asimetrik özelliklere sahip kaotik bir ortamın çıkması vardır. Yeni başlayan süreç, hem bütün toplumların siyasi/politik yaşamsal desteklerini ve dayanaklarını ortadan kaldıracak şekilde sarsmış, hem de yeni başlayan süreçte ortaya çıkan problem sahaları ile mücadele edebilecek jeopolitik teorilerin eksikliği hissedilmiştir. Özellikle her seviyedeki gücün yeni başlayan sürecin bilinmezliği ile mücadele edebilecek donanıma sahip olmaması, her ülkenin orta vadeli bir plan yapamamasına ve uzun vadede nasıl bir sürprizler zinciri ile karşılaşabileceklerine dair bir fikir oluşturamamalarına neden olmuştur. Özellikle eski Sovyet topraklarının enerji kaynakları, birbirine karışmış halkları, toplumsal sorunları, değişik yeraltı kaynakları, etnik çatışma sorunları ve radikal terör örgütleri, bütün dünyayı kaos ortamına sokmuştur. Dolayısı ile dünyanın 1990 yılında önemli bir kırılma noktası yaşadığını ifade etmek gerekmektedir. Bu öyle bir noktadır ki yakın ve uzak geçmişin birikimleri etkisiz kalmaktadır ve yeni bir stratejik ve jeopolitik yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Asıl sorun şudur. 20. yüzyıl boyunca iki güç kutbuna dayandırılmış olan denge esaslı jeostratejik teoriler yeni dönemin asimetrik kaos ortamında geçerli olacak mıdır? Yoksa yeni jeostratejik algılama ile inşa edilecek teorilere mi ihtiyaç duyulacaktır?
With the collapse of the USSR in 1990, many global problems have arisen. At the beginning of these problems; The Cold War that affected the 20th century deeply, the bipolar world system, the destruction of balance environment that based on the nuclear and ballistic weapons and place in a chaotic environment with asymmetric features have come out. This new process, not only shake to eliminate the political / policy vital support and foundations of all societies but also the lack of geo-political theories dealing with problems that can arise in the process felt. Power at all levels, in particular, uncertainities of the new process not equipped to fight with , caused incapable of each country's medium-term plan and long-term. Energy sources, especially in the former Soviet territory, mingled peoples, social issues, various underground resources, issues of ethnic conflict and radical terrorist organizations, put the whole world into chaos. Therefore, an important breaking point in 1990, living in the world, should be expressed in. This is such a point that the near and distant past accumulations will remain ineffective. And a new strategic and geopolitical approaches are needed. The real question is; during the 20th century, the geo-strategic teories that based on two power pole will be available in the new era of asymmetric chaos . Or, theories, built with the new geostrategic perception, is needed.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.