Kendisinden zengin kültür ve medeniyetlerle karşılaşmayan ve bunlardan yararlanmayan medeniyetlerin gelişmesi mümkün değildir. Sümer, Mısır, Yunan, Lâtin ve İslâm medeniyetleri gibi büyük medeniyetler de öncekilerden bir şeyler alarak ve kendisinden sonra gelenlere bir şeyler vererek varlıklarını sürdürmüşlerdir. Birçok büyük yazar da karşılaştığı dil ve kültürden yararlanarak dünya görüşünü zenginleştirir. Farklı dil ve kültürlerin eserleri ile beslenen yazarlar, bu farklı kültürleri mukayese etme imkânı bulurlar. Mukayese bir bakıma “kişinin ‘öteki’ ile karşı karşıya gelmesi ve onu keşfetmesi” demektir. Her edebî eser ya da metin, kendince yeniliğine ve özgünlüğüne karşın, var olan öteki eserler ağı içindeki yerini alır ve onlarla bir yansıma, uyum ve benzeşim ilişkisi içine girer. Bilindiği gibi ilmî araştırmaların temelinde analiz ve sentez vardır. Senteze ulaşmanın yolu da mukayeseden geçer. Önceleri iki farklı edebiyatın ya da kültürün karşılaştırılması şeklinde nitelenen “mukayeseli edebiyat” kavramı, daha sonraki yıllarda disiplinler arası bir alan olarak edebiyat-psikoloji, edebiyat-sosyoloji, edebiyat-felsefe, edebiyat ve diğer sanatlar-resim, müzik, fotoğraf ilişkileri, özellikle son yıllarda ise edebiyatın bir uzantısı olarak nitelenen sinema ile olan yakın bağları incelenmekte ve bu farklı alanlar teknik, üslûp gibi açılardan mukayese edilmektedir. Ancak hangi bağlamda ele alınırsa alınsın, mukayeseli edebiyat farklı kültürlere ve farklı edebiyatlara bir açılım ve ufuk genişletme şeklinde nitelenir. Bu çalışmada, öncelikle “metinler arasılık” ve “mukayeseli edebiyat” kavramları hakkında kısaca bilgi verildikten sonra, Klâsik Türk edebiyatında metinler arasılık alanında günümüze kadar yapılmış olan çalışmaların genel bir bibliyografyası sunulacak, son olarak da bu alandaki ilklerden ve en dikkate değer çalışmalardan biri olan Hasibe Mazıoğlu’nun “Fuzûlî-Hâfız: İki Şair Arasında Bir Karşılaştırma” adlı çalışması tanıtılacaktır.
The development of the civilizations is impossible if they do not meet richer cultures and civilizations and do not benefit from them. The older and great civilizations like Sumerian, Egyptian, Greek, Latin and Islam civilizations survive their presence by receiving something from the previous civilizations and giving something to latter civilizations. A lot of famous writer benefit from the language and culture they met and enrich their philosophy. Writer who uses works of different languages and different cultures has the opportunity of the comparison of different cultures. A way to compare it to “the other person to come and discover him to face with” means. Each literary work or text, although own originality, there are other artifacts are a reflection on them and gets the location within the network, enters into the relationships of harmony and affinity. As is known, on the basis of scientific research, analysis and synthesis. The way to get through synthesis in comparison with. Comparison of two different literature or culture was regarded as the concept of “comparative literature”, in later years as an interdisciplinary field of literature-sociology, literature-psychology, literature-philosophy, literature and other arts-painting, music, photos, relationships, especially in recent years, is regarded as an extension of literature with close ties to the movie and compare it to these different areas are technical, such as aspects of style. But considirin the context in which information, comparative literature, different cultures and different literatures are treated as an unfolding and vanishing expansion. In this study, first “intertextuality” and “comparative literature” concepts are briefly described than a general Bibliography on Classical Turkish Literature and Intertextuality of work until today are presented and finally “Fuzûlî-Hâfız: A comparison of two poet” is presented from Hasibe Mazıoğlu, which is one of the first and most notable work in this area.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.