Dinî içerikli metinler, Divan Edebiyatı ile Halk Edebiyatının önemli ürünleri arasındadır. Bu metinlerin değeri, onların dönemle ilgili manevi duyuş tarzını hissettirmesi kadar, yazıldığı kültür ortamıyla harmanlanan dil ürünlerini taşımasından da ileri gelmektedir. Halkın ortak dünya görüşüne tercüman olmuş bu tür zenginlikler, bilimsel çalışmalar aracılığıyla ele alınıp değerlendirilmedikçe unutulmakta ve en önemli görevlerinden birisi olan yeni kuşaklara sesini duyurabilme işlevinden uzaklaşmaktadırlar. Filolojik yaklaşımların gerektirdiği şekilde izlenecek yöntemler, metinlere gerçek değerlerini iade etme noktasında evrensel özelliklere sahiptirler. Anadolu sahası Türk Halk Edebiyatı içerisinde yer alan önemli eserlerin birçoğu, fazlaca ilgi görmelerinden ötürü değişik yazarlarca kaleme alınmış ve eser nüshaları bağlamında bir zenginlik ortaya çıkmıştır. Söz konusu nüsha zenginliği ise, karşılaştırmalı metin çalışmalarını zorunlu hale getirmiştir. Bu çalışmaya konu edilen metin de söz konusu amaç doğrultusunda incelemeye alınmış ve farklı nüshaların karşılaştırılması yoluyla değerlendirilmiştir. Dinî-tasavvufî Türk Edebiyatının Anadolu’daki ilk örneklerinden sayılan ve Kirdeci Ali’ye ait olduğu düşünülen ‘Güvercin Destanı’, farklı araştırmacılar tarafından varyantlarıyla ortaya çıkarılmış ve yayımlanmıştır. Bu çalışmanın amacı, Atıf Efendi Kütüphanesi, Mehmet Zeki Pakalın Koleksiyonu 45/3 numaralı, Destanlar ve Gazeller isimli yazma eserin 1a, 1b ve 2a numaralı sayfalarında bulunan “Güvercin Destanı”nın (Gügercin Dasitanı) bilinmeyen bir varyantını açığa çıkarmak, yayımlamak, değerlendirmek ve diğer varyantlarıyla karşılaştırarak aralarında bulunan benzerlik ve farklılıkları ortaya koymaktır.
The religious texts are some of the greatest products of the Divan and Folk Literature. These texts carry a great value not only since they convey the feeling of the way of spiritual perception in the period concerned, but also they possess the products of language which are blended with the cultural context into which they are born. These treasures, which have been acting as an interpreter to the public’s common view of the world, will be moving away from one of their most important tasks of function of conveying their value to the next generations and they will be forgotten if they are not scientifically studied. The methods to be followed as required by Philological approaches have universal features in terms of resituating the real value of the texts. Many of the significant works of art in the field of Anatolian Turkish Folk Literature aroused great attention, and consequently were written by various authors and a wealth of work has emerged in terms of copies of work of art. Such richness in the copies of work of art; however, made it necessary to conduct comparative text studies. The Dove Episode which is supposed that the first sample of religious – mystical Turkish literature and thought that it belongs to Kirdeci Ali has been brought into light with variations by different resarchers. The purpose of this study is bringing into the light an unknown aspect of ‘Dove Episode’ on the pages of the written work named episodes and gazzels which exist at the Atıf Efendi library collection numbered 45/3 of Mehmet Zeki Pakalın and is making public the similarity and differences of them by comparing with the other variants.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.