Dünya’da ve Türkiye’de en sık olarak görülen doğal afetlerden birisi de heyelanlardır. Türkiye’nin son 50 yıllık afet profili incelendiğinde heyelanların % 45’lik oranla en sık gerçekleşen doğal afet olduğunu görülmektedir. Bu çalışmada dünyada fauna ve flora özellikleri yönüyle eşine az rastlanan yerlerden birisi olan ve Türkiye’nin ilk Biyosfer Rezerv Alanı olarak ilan edilen Camili (Macahel) havzasının heyelan analizi yapılacaktır. Çünkü uluslararası öneme sahip bu havzadaki en büyük doğal afet risklerinden birisi olan heyelanlar hem yerleşme, hem de planlama açısından önemli bir tehdit unsurudur. Bu anlamda havza alanında heyelana neden olan faktörler, etki dereceleri, potansiyel heyelan alanlarının oranları ve coğrafi dağılışlarının nasıl olduğu araştırılmıştır. Çalışmada değişik ölçeklerde ve farklı kaynaklardan elde edilen faktör haritalarından yararlanılmıştır. Bu haritalardan elde edilen 17 parametre faktörü hem kendi içinde, hem de kendi arasında ayrı ayrı değerlendirilmiş ve koşullara bağlı ağırlıklı çakıştırma yöntemi ile birleştirilerek, heyelan risk alanları tespit edilmiştir. 1/25.000 ölçekli topografya paftası temelli olarak sürdürülen çalışmada farklı parametrelere ait değişik ölçeklerde haritalar ve Landsat uydu görüntüsünden de faydalanılmıştır. Çalışmanın haritalama ve analiz aşaması Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve Uzaktan Algılama (UA) temelli olarak gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda ArcGIS/ArcMap 10 CBS ve ERDAS 2012 UA yazılımları kullanılmıştır. Çalışma sonucunda havza alanında % 59 oranla (21625 ha) en fazla orta duyarlılıkta alanların yayılış gösterdiği tespit edilmiştir. Bu yayılışı % 27 oranla yüksek ve çok yüksek duyarlı sahalar, % 14 oranla ise düşük ve çok düşük duyarlılıktaki sahalar takip etmiştir. Potansiyel heyelan alanlarının havza alanında daha çok eğim ve yağış değerlerinin yüksek, dağ ve yamaç morfolojisinin hakim olduğu, bitki örtüsünün tahrip edildiği veya zayıf olduğu kuzeye bakan yamaçlarda yoğunlaştığı belirlenmiştir. Heyelan riskinin yüksek olduğu alanlar yerleşim veya herhangi bir insan faaliyeti amaçlı olarak kullanılmamalıdır. Acil olarak havzada afet yönetim planlaması yapılmalı ve uygulanmalıdır.
One of the most common natural disasters in Turkey and in the world is landslides. Investigation of Turkey’s profile of the last 50 years shows that the landslides are the most occurring natural disasters with a ratio of 45%. The current study investigates the landslide susceptibility analysis of Camili (Macahel) Basin which is one of the unique places on earth with its specific fauna and flora and which is the first Biosphere Reserve Area of Turkey. The landslides which are among the most common natural disaster risks in the basin with international recognizance present crucial threats both in terms of settlement and planning. In this context, the study examined the factors that cause landslides in the basin area, their impact levels, ratios of potential landslide zones and their geographical distributions. The study employed factor maps of various scales obtained from different resources. 17 parameter factors obtained with the help of these maps were evaluated separately in terms of intergroup and between groups assessment and were used to identify landslide risk zones in connection with condition dependent overlay method. The study based on a topography plate with scaled 1/25.000 made use of maps of various scales about different parameters as well as Landsat satellite images. Mapping and analysis phases of the study were based on Geographical Information Systems (GIS) and Remote Sensing (RS) Technology. In this context, ArcGIS/ArcMap 10 CBS and ERDAS 2012 UA software was utilized. It was identified at the end of the landslide susceptibility study of the basin that medium level susceptible zones display the highest distribution with 59% ratio (21625 ha) followed by high and very high level susceptible zones with 27% and low and very low level susceptible zones with 14%. It was determined that potential risk zones are concentrated around slopes overlooking north where relief and precipitation values are high, mountain and slope morphology is dominant and vegetation is destroyed of weakened. The zones with high landslide risk should not be used for purposes of settlement or any other human related activity. Disaster management planning should be undertaken and implemented immediately.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.