Türk Dünyasında çeşitli sebeplerle ortaya çıkan ve kendilerine mahsus kelime ha¬zi¬ne¬le¬ri olan birçok “leh¬çe” bu¬lun¬mak¬tadır. Türk lehçelerinde kullanılan kelimelerin önemli bir bö-lü¬mü, “temel lehçe” düzeyinde; bundan daha az bir bölümü de “Genel Türk¬çe” düzeyinde bir¬bi¬riyle benzeşir. Ancak “benzer” kelimelerin kavram alanı ba¬kı¬mın¬dan örtüşmesi, yani “eş değer” olması ise özü itibariyle ben¬zeş¬me¬ye bağlı değildir. Bu çalışmada, Türk lehçelerinden seçilmiş örnekler çerçevesinde benzer olan ke¬li¬me¬le¬rin eş değerlik du¬rum¬la¬rı in¬ce¬len¬miştir. Buna göre; Türk lehçeleri arasında benzer olan bazı kelimeler, “bire bir” veya “bire çok” eş değer ola¬bi¬lir. Diğer taraftan bazı benzer olanlar ise eş değer ol¬ma¬ya¬bi¬lir. Türk lehçelerinin kelime hazinelerinin benzeşmesinde ve örtüşmesinde, kaynak bakımından aynı gruba gir¬menin yanı sıra, tarih boyunca top¬lu¬luk¬ların kendi aralarındaki göç ve ka¬rış¬ma¬la¬rın; kurdukları iktisadî, kül¬türel müna¬se¬bet¬lerin; dinî, siyasî yönlerden maruz kaldıkları ya¬ban¬cı etkilerin de önem¬li ro¬lü vardır. Bu hususta Türkçe, dünyanın sayılı dil¬le¬rin¬den¬dir. Çünkü şimdiye kadar Türklerin yaşadığı hayat tarzlarının, coğrafî sahaların ve tarihî süre¬cin bir gereği olarak hem kendi içinde hem de diğer birçok dille değişik yoğunluklarda sürekli iliş¬ki içinde olagelmiştir. Meselâ, kaynak bakımından aynı temel lehçeye da¬yanmayan Tür¬ki¬ye ve Özbek Türk¬çe¬le¬ri¬nin benzeşme ve örtüşme oranını, tarihî ve sosyal se¬bep¬ler¬le kelime ha¬zi¬ne¬le¬rin¬de bulunan Arapça ve Fars¬ça unsurlar yükseltmiştir. Yine, bir kül¬tür muhiti olan Kazan ile İstan¬bul arasın¬da Sovyetler Bir¬liği öncesi dönemlerde ger¬çek¬leşen yoğun iliş¬ki¬ler, Kazan-Tatar Türk¬çesine birçok “Os¬man¬lı unsuru”nun gir¬me¬sini sağ¬lamış; bu durum, iki leh¬çe¬nin birbirine benzeme ora¬nını art¬tır-mış¬tır. Ayrıca, Rus Çarlığı’nın ve Sov¬yetler Birliği’nin siyasî hâkimiyeti altında ya¬şamış Türk top¬lu¬luk¬la¬rı¬nın lehçelerinde bu¬lu¬nan Rusça unsurlar, bir miktar ben¬zer¬lik sağ¬la¬mak-ta¬dır.
Today there are a large number of Turkic languages which arose out of historical and political reasons in the Turkic area (“Turcia”). A great amount and portion of the vocabularies is similar (“Homonym; Paronym”) to each other, to some extent, at the level of “primary branch” and to a lesser degree at the level of “Common Turkic.” However, overlapping of similar words in terms of conceptual scope; that is, their “equivalence” is not something inherently associated with similarity. In this study, within the context of the samples selected from Turkic languages, the state of equivalence of the similar words was investigated. As a result, some similar words in the Turkic languages can be “one-to-one,” or “one-to-many” equivalent. On the other hand, some similar words may not be equivalent. Turkish dialects resemble each other because they derived from some source and the societies interacted with each other culturally, economically, and they effected from other societies in terms of religion and policy. From this point of view Turkish is one of the most prominent languages in the World. Because Turks have been in contact with various languages with different frequencies in their geography and life style. For example the Turkish and the Uzbek Turkish are not based on the same source, but they have been resembled each other due to the Arabic and Persian words included in these languages. The intense relationships between Kazan and İstanbul, the two important central cities, have caused to inclusion a lot of Ottoman Turkish words in to the Kazan Turkish. And the Russian words are to some extend the same in Turkish societies which lived under the soviet rule and Russian Czardom.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.