Türkçenin bilim dili olarak kullanılmasında ve Türkçe bilim dilinin gelişmesinde Osmanlılar döneminde kaleme alınan ilmî eserlerin önemli bir yeri vardır. Osmanlılar döneminde, başlangıçta kaleme alınan ilmî eserlerin önemli bir kısmının Arapçadan Türkçeye çeviri niteliğinde olduğu bilinmektedir. Pek çok alanda yapılan bu çeviriler içerisinde tıbbi eserlerin hem içerik hem de dil malzemesi olarak ayrı bir önemi vardır. Bu çeviri geleneği zaman içerisinde Türkçenin bilim dili olarak gelişmesine katkıda bulunacaktır. Osmanlılarda geleneksel tıp anlayışının farklılaşması hekimbaşılık da yapmış olan Salih b. Nasrullah’ın Rönesans’ın ünlü hekimi Parecelsus’un Latince olarak kaleme aldığı bir eserini kendi deneyimlerini de ilave ederek Arapçaya tercümesi ile başlar. Salih b. Nasrullah’ın bu tercümesi o dönem hekimleri arasında bir hayli rağbet görmüş ve zaman içerisinde “Tıbb-ı Cedîd” adıyla anılır olmuştur. Pek çok hekimimiz eserin Arapçadan Türkçeye aktarılması konusunda tercüme faaliyetlerinde bulunmuştur. Esere olan bu ilgi ve değişik kişiler tarafından yapılan tercümelerin de zaman içerisinde “Tıbb-ı Cedîd” olarak anılması mütercimlerin ve eserlerin nüshalarının da karışmasını beraberinde getirmiştir. Bu gün pek çok kaynakta ve yazma eser kütüphanelerinde “Tıbb-ı Cedîd” adı altında kayıtlı eserlerin bilgileri maalesef yanlış veya eksik yer almaktadır. Bu makalede Osmanlılardaki “Tıbb-ı Cedîd” anlayışının yansımaları ayrıntılı bir şekilde ortaya konulacak, kaynak eserlerdeki ve yazma eser kütüphanelerindeki nüshalarla ilgili yanlış bilgilerin doğruları ifade edilmeye çalışılacaktır.
It is important scholarly works which written in the Ottoman period for the use of Turkish as the language of science and Turkish language of science in the development. Initially, an important part of scholarly works which written in the Ottoman period is known as the works translated from Arabic to Turkish. In the translations made in many areas and medical works both content and language material has a particular importance. The tradition of translation will contribute to development of Turkish as the language of science over time. Beginning of differences in Ottoman traditional medicine was start with Salih b. Nasrallah’s-who was also head of phsicians- translation of Renaissance’s popular phsician Paracelsus’s work which was written in Latin and in this translation Salih b. Nasrullah also added his own experiences. This translation of Salih b. Nasrallah’s is approved of physicians at the time and this translation is named “Tıbb-ı Jadid” over time. Many physicians tried to translate Salih b. Nasrallah’s book from Arabic to Turkish. Both interest to this work and calling a lot of translation trials as “Tıbb-ı Jadid” couse to confusing translators and copies of this book. Today unfortunately there are mistakes and missing pieces in “Tıbb-ı Jadid” records in a lot of sources and manuscript libraries. In this article, effects of Ottoman’s “Tıbb-ı Jadid” conception will be elaborated, and try to give true knowledge about wrong passages in sources and manuscript libraries.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.