Dünya algısı öteden beri tartışıla gelmiş bir konudur. İslam düşünürleri de konuya kendi zaviyelerinden farklı yorumlar ve izahlar getirmiştir. Bu bağlamda mutasavvıfların dünya algısı ise nevi şahsına münhasır bir mahiyet arz eder. Tasavvuf düşüncesinin genel anlayış çerçevesinde ortaya konulan dünya tasavvurunun temel argümanı, dünyaya mesafeli durmaktır. Bu düşünce sistemine göre dünya, insanı Allah’tan ve yaratılış gayesinden uzaklaştırmaktadır. Dünya insanı aldatan/yanıltan bir büyücü, bal kabı içinde zehir veren bir düşman ve nihayetinde insanı, insani erdemlerden uzaklaştıran bir tuzaktır. Ayrıca dünya değersiz bir meta ve Hak yolunda bir engeldir. Mutasavvıflarca ortaya konulan dünya algısı, maalesef çoğunlukla yanlış anlaşılmış ve tasavvufî düşünce, haksız eleştirilere maruz kalmıştır. Bu eleştirinin temel nedeni, zenginliğin zemmi, dünyanın değersizliği, fakirliğe övgü ve teşvik konularında mutasavvifenin ortaya koymaya çalıştığı düşünce sisteminin çoğu kez konu bütünlüğünden koparılarak değerlendirilmiş olmasıdır. Bu anlamda tasavvufi düşüncede dünya tasavvurunun mahiyeti üzerinde söz söylemek için, alanda kaleme alınmış eserlerin derinlemesine tahlili en geçerli yol olarak görülmelidir. Bu çalışma, Türk İslam Edebiyatının nadide örneklerin biri olan Atebetü’l-Hakayık’ta ortaya konulan dünya algısını, dünyanın faniliği ve vefasızlığı, hırs ve kanaat, cömertlik ve cimrilik başlıkları altında incelemeyi amaçlamaktadır. İslami Türk Edebiyatının ilk örneklerinden biri olması bakımından dikkate şayan bir eser olan Atebetü’l-Hakayık, İslam inanç ve ahlak ilkelerini manzum bir hâlde ortaya koymuştur. İşlediği konuları itibarıyla, dinî-ahlaki didaktik bir eser olarak kabul edilebilecek olan Atebetü’l-Hakayık, Türk İslam Edebiyatı tarihinin elde bulunan ikinci eseri olmak bakımından başta Türk dili tarihi olmak üzere tarih ve edebiyat tarihi araştırmaları için büyük önemi haiz bir eserdir.
Perception of the world has long been a debated issue in Islamic Sufism/tasawwuf. Within the framework of the general understanding of the idea of Sufism, the main argument put forward about vision of the world is keeping the world at a distance. According to this view, the world estranges man of God and his aim of creation. World is a magician cheating/deceiving mankind, an enemy offering poison in honey jar and ultimately a trap keeping human being away from virtues. In addition, the world is an obstacle in the path of truth and and a worthless commodity. Perception of the world prescribed by the Sufis has generally been misunderstood and the Sufism has been subjected to unfair criticism. Basic reason for that criticism is the fact that Sufi system of thought on the issues like denouncement of richness, insignificance of the world, praise and encouragement to poverty has mostly evaluated and analyzed out of context. Indeed, to be able to judge and analyze the concept of world in Sufi thought, a careful in-depth analyses of works of Sufis is required. This study aims to examine perception of world in Atebetu’l Hakayik, a rare example of Turkish-Islamic literature introducing principles of the Islamic belief and morals in a poetic way, under the headings of the transience and disloyalty of the world, ambition and contentment generosity and meanness. Atebetu’l Hakayik, a religious-ethical-didactic work with respect to its content, is a work of great importance for the fields of History of Turkish Language, History and Literature.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.