Bütün dillerde söyleyişe çekicilik kazandırmak için deyim olarak nitelendirilen söz öbekleri kullanılır. Deyimler genellikle gerçek anlamı dışında kullanılarak, bir kavramı, bir durumu anlatmak üzere, çoğunlukla birden fazla kelimeden kurulan kalıplaşmış söz öbekleridir. Dilde anlatımı etkili kılmanın yollarından biri de aktarma olayı içerisinde yer alan benzetmelere başvurmaktır. Benzetme, niteliği anlatılmak istenen nesnenin veya varlığın bir başka nesneye ya da varlığa dayanılarak onunla benzerliği ortaya konarak anlatılmasıdır. Bu eğilim dilimizde daha çok benzetme edatı diye adlandırılan gibi edatıyla, edat grubu niteliğinde, gerçekleştirilir. duvar gibi: Sağır, fitil gibi: Çok sarhoş, peri gibi: Çok güzel, kıyamet gibi: Pek çok, ay parçası gibi: Güzel kız, çocuk, gâvur ölüsü gibi: Çok ağır, hantal, kör değneğini beller gibi: Hep aynı işi yapmak. vb. örneklerde olduğu gibi. Söz konusu kelime grupları fiillerle birlikte kullanıldığında (isim-fiil grubu kalıbında) deyim niteliği kazandığı açıktır. Kedi ciğere bakar gibi bak-: İmrenerek bakmak, arpacı kumrusu gibi düşün-: Ne yapacağını bilmeyerek derin derin düşünmek, pişmiş kelle gibi sırıt-: Dişlerini göstererek yersiz ve aptalca gülmek. vb. örneklerde olduğu gibi. Bu yazıda Türk dilinde yaygın olarak kullanılagelen gibi edatıyla kurulan kalıplaşmış söz öbeklerinin işleyişi üzerinde durulacaktır. Çalışmamızın esas konusunu dilimizde fiilsiz kullanılan gibi edatlı kalıplaşmış kelime grupları teşkil ettiğinden bu yapılar için TDK Türkçe Sözlük taranarak söz konusu gruplar çıkarılacak; bunlar anlam ilişkileri, kalıplaşma dereceleri, yapıları vb. bakımından incelenmeye çalışılacaktır.
Phrases described as “idioms” are used in all languages in order to make speech more attractive. Idioms are generally used out of their original meanings to explain a notion or an event, and they consist of more than one stereotyped phrases. One of the ways to make speech more attractive is to use simile, which is within the framework of metonym. Simile is the description of a thing or being on the basis of its similarity to the other things or beings. This inclination is realized with the postposition of simile “gibi” in a postpositional phrase as in the following examples. duvar gibi: deaf, fitil gibi: very drunk, peri gibi: very beautiful, kıyamet gibi: too many/much, ay parçası gibi: a very beautiful girl or child, gâvur ölüsü gibi: too heavy, gross, kör değneğini beller gibi: always doing the same job. When these phrases are used with verbs (in the structure of verbal nouns) idiom properties became more obvious as in the following phrases. Kedi ciğere bakar gibi bak-: to look enviously, arpacı kumrusu gibi düşün-: to think without knowing what to do, pişmiş kelle gibi sırıt-: laughing stupidly in vain by showing the teeth. The focus of the present study is the operation of stereotyped phrases with the postposition of “gibi”, which is commonly used in Turkish Language. As the main point of the study is the stereotyped phrases with the postposition of “gibi”, which are verbless, the structures are gathered through scanning TDK Turkish dictionary, and they will be analyzed in terms of meaning relations, the degree of becoming stereotyped and their properties.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.