XIX. Yüzyılda Osmanlı Devleti eski ihtişamını kaybetmesi, askerî gücünden uzaklaşması, siyasi ve idarî bir çok sorunla karşı karşıya kalması Avrupa devletlerinin Osmanlı’nın içişlerine ve özellikle de sınırları içinde yaşayan gayrimüslim unsurlara sıklıkla müdahale etmelerine imkan tanımıştır. Egemenlik haklarına gölge düşüren bu durum karşısında Osmanlı devlet adamları, Batılı devletler ve kendi tebaası huzurunda 1839'da Tanzimat Fermanı’nı ilan ederek devletin yönetim felsefesinde önemli değişikliklere gitmişleridir. Böylelikle, müslim ve gayrimüslimler arasında mal, namus ve can güvenceleri ile vatandaşlık hak ve ödevleri bakımından eşitlik ilkesi kabul edilmiş, ikinci sınıf vatandaşlık uygulaması son bulmuştur. Bu çalışmada, Ahmet Mithat Efendi’nin Mesâil-i Muğlâka (1898) adlı romanında, gayrimüslim karakterleri nasıl ele aldığı ve onları romanında nasıl konumlandırdığını dönemin tarihsel ve politik gelişmelerinin arka planı ve yazarın bu konuda benimsediği ideoloji ile ilişkilendirilerek incelenmiştir. Ahmet Mithat, romandaki gayrimüslim unsurları farklı bir kimlik olarak keskin bir şekilde ötekileştirmese de İslam normalarını, ahlak kurallarını ve dindarlık unsurunu ölçüt olarak almıştır. Olumlu karakterleri dindar olmalarına, ahlak ve namus kavramlarına önem vermelerine göre çizdiği tespit edilmiştir. Buna karşın Ahmet Mithat, bu anlayışla bağdaşmayan karakterleri ise olumsuz karakterler olarak konumlandırdığı görülmüştür. Bu bağlamda, romanın Fransa’da yaşayan, gayrimüslim karakterleri mensup oldukları Hristiyanlık dinine göre kategorize edilmemiş, İslam’ın temel hususlarından biri olan ahlaklı ve namuslu olmalarına göre romanın kurgusuna dahil edilmişlerdir. Bununla birlikte, Ahmet Mithat’ın romanda idealize ettiği tip olan Abdullah Nahifi’nin örnek tavırları ile Osmanlı Türk-İslam düşünce ve ahlak anlayışının temsilcisi olduğu da açık ve net bir açıdan okuyucuya sunulmuştur.
In the XIX Century, the slow decline of the Ottoman State, losing its former glory, moving away from its military power and facing many political and administrative problems paved the way for the European states to increasingly interfere in the domestic matters of the Ottoman state particularly through the life of non-Muslim elements within the Ottoman borders and thus to awaken their national feelings against the state. In order to secure its territorial integrity against nationalist movements, to integrate non-Muslims and non-Turks more thoroughly into Ottoman society and to prevent the European powers from interfering in its domestic issues, the Sultan introduced The Tanzimat Reforms in 1839. In this context, by getting rid of the Millet system and second class citizienship, non-Muslims were granted more civil liberties and rights that were equal to the majority. This article examines the way in which the prominent writer of the period Ahmed Midhat Efendi deals with non-Muslim characters in terms of ethical, religeous and cultural aspects and how he positions them in his 1898 novel Mesâil-i Muğlâka . The article analyzes the historical and political background and the author’s ideological position. The image and role of non-Muslim characters in the work is dependant upon the author’s approach to religion, ethnical identity and his understanding of civilization. He evaluates the positive characters in terms of their moral, religeous and honour codes whereas he positions the negative characters in terms of their distance from them. In this context, the non-Muslim characters of the novel who live in France are not categorized according to their faith, but instead are categorized in terms of the moral values which he considers to be the basis of Islam.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.