Kutadgu Bilig hakkında günümüze değin birçok araştırma ve monografi çalışması hazırlanmış, ancak bu araştırmaların çok az bir kısmı eserin metni ve nüshaları ile ilgili olmuştur. Reşit Rahmeti Arat’ın (1900–1964) esere ömrünün yarısını vakfedip ortaya mükemmel bir neşir ve tercüme koymuş olması ile Arat’ın ilmî otoritesi, KB’nin metin sorunlarına mesafeli yaklaşılmasında temel sebep olmuştur. Reşit Rahmeti Arat’ın metin neşri üzerine en dikkate değer ve doğrudan yapılan tespitler, Robert Dankoff’a aittir. Dankoff, Arat’ın en büyük hatasını, üç yazmaya da eşit olarak değer verip asıl metni ortaya koymada herhangi bir prensiple hareket etmeden keyfî bir uygulama tatbik etmesinde görür. Dankoff, Arat’ın tespitlerini de dikkate alarak metnin nüshalarının teşekkül şemasını hazırlamış ve eserin nüshalarının 6 aşamalık bir süreçten geçtiğini ileri sürmüştür. Buna göre, Fergana nüshası ile Kahire nüshasına kaynaklık eden, ama elimize ulaşmayan X nüshası, üçüncü evrede oluşan Ana nüshaya (Archetype) dayanmaktadır. Kahire ve Viyana nüshası doğrudan aynı kaynağa gitmez, Viyana nüshası Kahire nüshasının neşet ettiği kaynaktan (X nüshası) değil, Kahire nüshasının neşet ettiği kaynaktan gelen ve elimize ulaşmayan bir Y nüshasına dayanır. Viyana nüshasının 1439’a, Kahire nüshasının 1367 öncesine ve Fergana nüshasının da muhtemelen XIII. yüzyıla ait olduğuna bakılırsa, elimizdeki üç nüshanın da Yusuf ?a? ?acib’in kaleminden çıkmadığını veya onun müşahedesi altında yazılmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu nedenle, KB metin neşri çalışmaları ilk olarak bütün nüshaların ayrıntılı edisyon çalışmalarının hazırlanması ile başlamalıydı. Her nüshanın ihtiva ettiği özellikler tespit edildikten sonra “müellifin elinden çıkan asıl nüsha” ile ilgili ‘asıl metin’ oluşturma işi başlamalıdır.
A lot of research has been done and monographies have been written regarding Qutadgu Bilig, however, only few of these were about its text and manuscripts. Because Reşit Rahmeti Arat (1900-1964) spent half of his life on this work and published a perfect translation and due to his scholarly authority, Turcologists handled the textual problems of QB tentatively. It was Robert Dankoff who studied Reşit Rahmeti Arat’s publication and did remarkable and direct comments on it. Dankoff thinks that Arat’s biggest mistake was to esteem three manuscripts equally and acting with arbitrary attitude without a principle while introducing the main text. Dankoff took Arat’s evaluations into cosideration and prepared the organization schemas of the manuscripts and suggested that the manuscripts went through a six step process. According to this schema, the lost X manuscript, the source of Cairo and Vienna manuscripts, is based upon the Archtype, which was formed in the third phase. Cairo and Vienna manuscripts do not directly come from the same root. Vienna manuscript does not come from the root which Cairo manuscript is based upon (X manuscript). It is based upon a Y manuscript, which is missing and comes from the source that Cairo manuscript is based upon. Considering the fact that Vienna manuscript was written in 1439, Cairo manuscript was written before 1367 and Fergana manuscript was probably written in XIII. Century, we can clearly say that these three manuscripts were not written by Yūsuf Ḫāṣ Ḥācib or under his supervision. Therefore, research on Qutadgu Bilig text manuscripts should have started with the detailed edition of all manuscripts. After detecting the features of each manuscript, researchers should start forming the ‘main text’ about ‘the text which was written by the author himself’.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.