Âşık Seyrani, 1800-1866 yılları arasında yaşamıştır. Aslen Kayseri Develilidir. Hayatı boyunca üç padişah dönemi görmüştür. Bunlar III. Selim, II. Mahmut ve Abdülmecit dönemleridir. Özellikle son iki padişah dönemi, gençlik ve olgunluk dönemine rastlar. Seyrânî, II. Mahmut döneminde hız kazanan, Abdülmecit döneminde Tanzimat ve Islahat fermanlarıyla resmiyet kazanan yenileşme ve batılılaşama hareketlerine karşı halkın duygularına tercüman olmuş, toplumda gördüğü sosyal aksaklıkları ve çarpıklıkları padişahtan bile çekinmeden pervasızca dile getirmiştir. Seyrani, klasik edebiyatta hiciv, halk edebiyatında taşlama adını alan türde oldukça başarılıdır. Bu durum biraz da onun mizacıyla alakalıdır. İstanbul’a mesleğini icra etmek için gelen Seyrani, devrin her aşığı gibi saray aşıklarının arasına katılmayı arzu etmiştir. Fakat bu arzusu gerçekleşmemiştir. Bundan dolayı olsa gerek saray erkanını özellikle sadrazamları keskin bir dille hicvetmiştir. Seyrani’nin saraya karşı bu kadar sert tavır almasına başka bir sebep olarak da Yeniçeri teşkilatının kaldırılmasını gösterebiliriz. Bektaşiliğe meyilli olan Seyrani de diğer Bektaşi şairleri gibi bu teşkilatın kaldırılmasını kabullenememiş bundan dolayı saraya menfi tavır almıştır. Seyrani’nin şiirlerinde on dokuzuncu yüzyılın sosyal, ekonomik hayatını bulmak mümkündür. Özellikle Tanzimat ve Islahat hareketleri neticesinde ülkenin düştüğü durum, saray tarafından lüzumu olmaksızın yapılan sınırsız harcamalar, halkın yeniliklere ayak uyduramaması, bizzat padişahların bir batılı gibi davranması, kadıların rüşvet alarak adalet mekanizmasının çökmesi onun şiirlerinde hicvedilmiştir. Bu araştırmamızda Tanzimat hareketleri ve bunların halka nasıl yansıdığı Seyrânî’nin şiirlerinden hareketle anlatılacak ve dönem hakkında bazı değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Ashik Seyrani lived between the years1800 and 1866. He was originally from Develi, Kayseri. He saw three thrones in this whole life. These are; III. Selim, II.Mahmut and Abdulmecit. His teenage and adulthood ages were in last two ones. Seyrani, expressed the emotions of the society against the innovation and westernization movements which were developed in II.Mahmut era and formalized with political reforms in Abdulmecit era. Moreover, he didn’t hesitate to depict faults and irregularities that he saw in the society without any fear from the sultan. Seyrani is considerably successful in the literary genre which is called “irony” in the classical literature and “satire” in the folk literature. This is somewhat related to his nature and character. Having come to Istanbul to pursue his profession, Seyrani, like his contemporaries, had a yearning for joining the poet-singers of the court. But, his desire did not come true. That was most probably the reason why he severely satirized the court officials, particularly the grand viziers. Another reason why Seyrani had such a firm stand against the court was the disbandment of the Janissaries. Like the other Bektashi poets, Seyrani who had a tendency towards Bektashism could not accept the disbandment of the Janissaries, and therefore took a negative stand against the court. Social and economic life of the nineteenth century is likely to be seen in the poems of Seyrani. The situation of the country after the Reform movements, extravagant spendings of the court, people’s failure in keeping up with the newnesses, Sultans’ personally adopting a Western way of living, and corruption of the judiciary due to judge’s involvement in bribery were particularly satirized in the poems of Seyrani. In this study, Reform movements and how these movements reflected on the society will be put into words with reference to poems of Seyrani and the era will be evaluated.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.