Oruç Bey’in Tevârih-i Âl-i Osmân Adlı Eserine Göre Türklerde Yer Adı Verme Geleneği

Author:

Number of pages:
1067-174
Language:
Year-Number:
2012-Volume 7 Issue 3

Osmanlı Beyliği’nin kuruluşundan 100-150 yıl sonra başlayan Osmanlı tarih yazıcılığı, zaman içerisinde oldukça ilerlemiş ve gerek Türk tarihi, gerekse Türk milli kültürü açısından önem taşıyan birçok eser ortaya çıkmıştır. Müverrihler, anlattıkları tarihî olayların yanı sıra gelenekler, görenekler, âdetler, efsaneler, atasözleri gibi milli kültür ürünlerimiz hakkında da bilgiler vermişlerdir. Özellikle yer adları konusunda, bu adlardan bazılarının hâlen yaşadığı göz önüne alındığında, verdikleri bilgiler son derece değerlidir. 15. yüzyılın önemli müverrihlerinden olan Oruç Bey de, adını yüzyıllardır yaşatan ve yaşatmaya da devam edecek olan Tevârîh-i Âl-i Osman adlı eserinde, küçük bir beylikten cihan imparatorluğu olma yolunda ilerleyen Osmanlıların çeşitli yerleşim yerlerine ad vermeleri konusunda tarihî ve değerli bilgiler vermiştir. Nitekim eserde adının veriliş hikâyesi anlatılan yerlerden pek çoğu yeni yeni Türk hâkimiyetine geçmektedir. Bu çalışmanın amacı, bugün yaşayan yer adlarının veriliş nedenlerinin araştırması yapılacağında başvurulması gereken önemli kaynakların başında gelen Oruç Bey’in Tevârîh-i Âl-i Osman adlı eserini toponimi çalışmalarına kazandırmaktır. Eser incelendiği zaman bir yerleşim yerine ad verme geleneğinin 3 başlık altında toplandığını görmekteyiz: 1. Bir olay sonucunda bir yere ad verilmesi: Mezar-ı Türk (Süleyman Şah’ın mezarı), Mezâr-ı Türk (Gündüz Alp ile Ay-togdı’nın mezarları), Taşak Yazısı; 2. Hükümdarın bir sözüne dayanarak bir yere ad verilmesi: Polunya/Taŋrı Yıkdugı Hisarı, kal‘a-i Metîn/Moton; 3. Bir kişinin anısına bir yere adının verilmesi: Karaman vilâyeti, Turgutlu, Koca-ili, İl-begi-oglı burgozı, Kostantin. Çalışma esnasında Oruç Bey’den önce yaşamış olan müverrih Âşık Paşazâde’nin Tevârîh-i Âl-i Osman adlı eseri ile Oruç Bey’in verdiği bilgiler karşılaştırılmıştır.

Keywords


The Ottoman historiography, starts 100-150 years after the foundation of Beylik Ottoman, had been developed by time and there were many literature works appeared which are so important to Turkish history and Turkish national culture. Histiographers had given information about traditions, customs, habits, legends, proverbs in addition to historical events. Especially on the place names, regarding to the ones that are stil alive, the knowledge given by them are so valuable. Oruç Beg, one of the important historiographer in 15th century, has given historical and valuable knowledge about giving place names of Ottomans that had been going to world ruler empire from a little stereotyped, in the work called Tevârîh-i Âl-i Osman made his name alive by centuries. The aim of this study is to bring Tevârîh-i Âl-i Osman by Oruç Beg that is the most important resource for researching the reason of living names, to toponomy researches. As the writings analyzed, we see the naming custom gathered under three topics: 1. Naming with a result of an event, 2. Naming with a monarch's Word, 3. Naming with memorial of a person. Tevârîh-i Âl-i Osman by historiographer Âşık Paşazâde –lived before Oruç Beg were compared during the study.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 826
Number of downloads 407

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.