Osmanlı döneminde tımar sisteminin mevcudiyeti sebebiyle koşulsuz özel mülkiyetin olmadığı yönünde genel inanç mevcuttur. Aksini savunan birkaç yazarsa, özel mülkiyetin vakıflarla gerçekleştirildiğini savunmaktadır. Osmanlı dönemi boyunca özel mülkiyet; ağırlıklı olarak şehirlerde mevcut olmuş, devletçe de koruma altına alınmıştır. Bu durum, aslında bir seçişin sonucudur. Osmanlılar Eski Mısır ya da Persler gibi her alanda güçlü bürokratik yapılanmayı tercih etmemişler, eski Yunan ve Roma uygarlıklarıyla paralel bir yapılanmayı tercih etmişlerdir. Muhtemelen bürokrasinin hâkimiyetini iktidara muhalif güç unsuru olarak görmüşlerdir. Neticede Osmanlı’nın kuruluş ve gelişim süreçlerinde bu sıkıntıyı feodal Ortaçağ Avrupası yaşamıştır. Zırai üretimin temel üretim olduğu ve şehirlerin, zırai artık ürünle beslendiği bir dünyada Osmanlı, İstanbul gibi ana bürokratik şehirlere hammadde veya işlenmiş mamul mal olarak zırai artık ürünlerin ulaştırılmasında tüccarları kullanmıştır. İptidai sanayiciler de esnaf ve zanaatkârlar olmuştur. Böyle bir artı ürün akışının sağlanabilmesi için mecburen piyasa ekonomisi koşulları oluşturulmuş ve bu çerçevede de özel mülkiyet kurumsallaşmıştır. Vakıflarsa koşulsuz özel mülkiyeti de aşan ve piyasa ekonomisindeki rekabet koşullarını zedeleyen, özel mülkiyet üstü yapılanma olarak karşımıza çıkmaktadır.
There is a general belief that there was not an unconditional private property in the Ottoman period because of existence of tımar system. However, some authors who maintain opposite of this general belief argue that private property was realized with vaqfs. Private property during the Ottoman period commonly was in cities and was protected by the state. Actually, this circumstance was a result of a selection. Ottomans did not prefer bureaucratic structure in every fields like ancient Egyptians and Persians. They preferred a structure in parallel with ancient Greek and Roman civilizations. They probably accepted sovereignty of bureaucracy as an opposite power element against the government. Consequently, feudal Middle Age Europe lived this trouble in Ottoman building and in developing process. The Ottomans used merchants in carrying agricultural surplus products as raw material or as manufactured commodity to essential bureaucratic cities like Istanbul in a world where agricultural production was a basis and cities fed with agricultural surplus production. Primitive industrialists also became artisans and tradesmen. Condition of market economy was compulsorily constituted to provide such a surplus product flow and, in this framework, private property was instituted. Vaqfs which surpassed unconditional private property and bruised competitive conditions in the market economy was a structure over the private property.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.