Eski edebiyatımızın tam anlamıyla ortaya çıkabilmesi için bütün konularının birer birer ele alınıp incelenmesi gerekir. Eski edebiyatın enstrümanları nelerdir? Bu konulardan biri mizahtır, yergidir; yerine göre nüktedir. Eski insanlarımız yüzyıllar önce nelere gülüyorlar, ne ile eğleniyorlardı? Bunları edebiyata nasıl yansıtıyorlardı? Bu çalışmanın omurgasını teşkil eden bu soruların cevabını tezkirelerde bulmaya çalıştık. Gülmek, en tabii ihtiyaçlarımızdan biridir. Bunu adlandırmak da önemli bir iştir. Bu vesile ile şaka, eğlence, latife, nükte, fıkra gibi kavramların eski kültürümüzdeki karşılıkları olan hezl, mesel, kıssa, mutâyebe, mülâtafa, ta‘riz, nekre gibi kelimeleri atalarımız nasıl kullanmış bunu ortaya çıkarmaya çalıştık.
For understanding old Turkish Literature, it must be searched with all its instruments. One of the lots of questions is about laughing. What for was old people laughing and how was this situation reflecting in old Turkish literature. We want to find the answer of this question in old Turkish literature, especially in “Tezkire”s. Old Turkish classic writers is used “hezl”, “mesel”, “kıssa”, “mutâyebe”, “mülâtafa”, “ta‘riz”, “nekre” instead of joke, fun, witty and etc… In this work we want to analyze these terms in “Tezkire”s.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.