Ahmedînin Cemşid ü Hurşid ve Şeyhoğlu Mustafa’nın Hurşidnâme Adlı Eserlerinin Perspektifinden Xıv. Yüzyılda Sosyal Hayat

Author:

Number of pages:
107-129
Language:
Year-Number:
2011-Volume 6 Issue 2

XIV. Yüzyıl, Anadolu’da çok önemli başlangıçların ve oluşumların zamanıdır. Selçuklu devlet teşkilatının Moğol baskısıyla çözülmeye başladığı ve beyliklerin özerk yapılar halinde kendilerine zemin ve imkân oluşturmaya çalıştıkları bu dönemde, çeşitli siyasi ve kültürel oluşumların Anadolu’nun rengini ve dokusunu değiştirdiğini yeni bir medeniyetin doğumuna zemin hazırlandığını görmek mümkündür. Söz konusu dönem, Türkçe’nin Anadolu sahasındaki gelişimi açısından da bir dönüm noktasıdır. Selçuklu dönemi edebiyatının Farsça üzerinden geliştiği bilinmektedir. Oysa Anadolu beylerinin tercihi eserlerin Türkçe ile kaleme alınmasından yanadır. Beylerin isteği doğrultusunda Türkçe telif ve tercüme eserlerin verilmeye başlanmasıyla Batı Türkçesinin işleklik kazanarak, edebi dil haline gelişi Türk edebiyatının geleceği açısından son derece önemli bir süreç olmuştur. Geçiş dönemi diyebileceğimiz bu yüzyılda verilen edebi eserlerin en önemlileri mesnevilerdir. Mesneviler, hikâye kurgusu içinde, ait olduğu dönemin sosyo- kültürel yapısını, toplumsal ve siyasal oluşumları, inanç sistemini, değerler bütününü barındıran zengin dokulu eserlerdir. Bu çalışmada, Germiyan’da yetişen ve Osmanlı’nın kuruluş ve yükselişine şahitlik eden güçlü mesnevi şairi Ahmedî’nin “İskendernâme” ve “Cemşîd ü Hurşîd” adlı eserlerinin perspektifinden dönemin tarihî, sosyal ve kültürel özelliklerini görmeyi hedefledik.

Keywords


14th century is an era of very important beginnings and formations in Anatolia. During this period, where Seljukian state organization had started to dissolve under Mongolian pressure and the Anatolian principalities (as called “beylik”) endeavored to create grounds and opportunities for themselves in the form of independent structures, it is possible to see various political and cultural developments change the color and fabric of Anatolia, forming a basis for the birth of a new civilization. This period is at the same time constitutes a turning point with respect to development of Turkish language in the field of Anatolia. Literature of Seljukian period is known to have developed through Persian. However, preference of Anatolian “bey”s (heads of principalities) were in favor of literary works to be performed in Turkish. Western Turkish gaining practicality and turning into a literary language with the initiation of producing proprietary and translation literary works in Turkish within the direction of such requirement of these “bey”s constitutes a very significant process for the future of Turkish literature. The most important literary works produced during this century, which we could call as a transition period, are the masnavis. Masnavis are works having a rich pattern, incorporating, within a story set up, the socio-cultural structure, social and political formations, belief system and the totality of values of the period in which they are created. In this paper, we aimed at viewing historical, social and cultural characteristics of the era through the perspective of two literary works, “İskendernâme” and “Cemşîd ü Hurşîd”, by Ahmedî, the powerful masnavi poet raised in Germiyan and eye-witnessed the establishment and rise of the Ottoman.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 970
Number of downloads 497

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.