Bu çalışmada İsmail Kaspıralı ile başlayan “Dilde, fikirde, işte birlik” düşüncesinin ısrarlı takipçisi Ali Bey Hüseynzade`nin XX.yüzyılın başlangıcından itibaren Türk ittihadı uğruna yaptığı yoğun mücadelenin sadece bir kısmını, Ortak Türk dili için Azerbaycan`da verdiği mücadeleyi incelemeye, bu dahi mütefekkirin kendi eserlerinden yola çıkarak incelemeye çalışacağız. Bilindiği gibi, XX.yüzyılın başlangıcında Azerbaycan`da, aynı zamanda Türk kavimlerinin yaşadığı diğer coğrafyalarda, birçok alanda görülen mücadele, toplumsal-siyasi gerginlik, karmaşa, olayların hızlı değişimi edebi dilin şekillenmesini de önemli ölçüde etkiliyordu. Özellikle, dönemin ileri gelen eğitimcileri, basın mensubları bu konuyu sürekli gündemde tutarak “hangi dil veya şiveyle yazmalı” sorusuyla tartışmayı alevlendiriyodu. Işte bu soru bütün Türk kavimlernin gündemine oturuyor ve bu konudaki görüşler zamanla şekillenerek iki istikamette yoğunlaşıyordu. Bir kısım aydınlar Osmanlı Türkçesinin olduğu gibi almak gerektiğini söylerken, bir kısmı bir dialektin hazır alınmasının doğru olmadığını, her şivenin kendi özelliklerini yansıtması gerektiğini düşünmekteydi. Böyle bir karmaşa içinde şekillenecek Azerbaycan edebi dili için Ali Bey Hüseynzade asırlardır bilim, edebiyat ve sanat dili olarak kullanılan İstanbul lehçesini, birçok araştırmacının iddia ettiği gibi, kusursuz sayarak önermiyor, “öz şive ve lehçelerimizi islah ve tevhid ile özümüze mahsus medeni ve edebi bir ortak Türk dili vücuda getirmemizi” öneriyordu. Nitekim, daha 1905`te “Hayat” gazetesinde dilini eleştirenlere ve kinaye edenlere cevap olarak, gazetelerinde tüm Kafkaz`a ve Rusya`daki Türklere hitap etmek için “ortak bir Türk dili” yolu tuttuklarını anlatarak, hiçbir lehçenin kusursuz olmadığını söyler. Ortak dil konusu Hüseynzadenin üzerinde ısrarla durduğu meselesidir. Ali Bey, her fırsatta “Türk kavimlerinin çok genış topraklarda bazı lehçe farkları ile aynı dili konuştuklarını” dile getirmektedir.
In this research, we will speak about the thoughts of the tireless defender of the Turkic Union Ali bay Huzeynzadeh on the Turkic Language. As it is known, the XX century was a period of rapid changes of sociopolitical tension, disorders, events both in Azerbaijan and geographical regions where Turks live. These disorders and rapid changes of affected the formation of literary language. Enlighteners, media members of that period played a special role in this process. The agenda was in which language and dialect Turk nations should write. The opinions were different. Some intellectuals were supporters of the Ottoman dialect, others suggested the local dialects. Ali bay Huseynzadeh told that all dialects are perfect and defended common opinion.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.