Günümüzde yeni yılda hediyeleşmek gelenek haline gelmiştir. Yeni yılda hediyeleşme kültürü Türkler için çok eskilere dayanmaktadır. Eski Türkler, yeni yıla kullandıkları takvime göre 21 Mart’ta girer ve bu günü bir bayram havasında, sevinç ve coşkuyla dostları ile birlikte kutlardı. Hediyeleşme de aradaki dostluk ve sevgi bağlarının güçlendirilmesi açısından bu seremoninin bir parçasıydı. Bu kültürün izlerine Osmanlı sarayında da rastlanmaktadır. Osmanlı sarayında nevruz yani yılbaşı çok özel kutlanmış ve günün anlamına göre öne çıkan kişiler, değerli hediyelerle padişah tarafından ödüllendirilmiştir. Bu kişiler arasında özellikle ‘Nevruziye’ olarak isimlendirilen o güne özel macun hazırlayan hekimbaşının ve yeni yılın takvimini hazırlayan müneccimbaşının ayrı yeri olmuştur. Padişah kendi altındakilere hediye verirken aynı zamanda vezir, kaptan paşa, darüssaade ağası, yeniçeri ağası, valiler, damatlar vs. kişilerden de hediyeler almıştır. Yine bu kişiler karşılıklı hediyeleşmişlerdir. Bu hediyeleşmede ‘Hediye-i Nevruziye’ olarak isimlendirilen donanmış atların özel bir yeri vardır. Osmanlı sarayında uzun yıllar devam ettirilen hediyeleşme geleneği zaman zaman siyasi bir araç olarak da kullanılmış olabileceği dikkate değer konulardan biridir. Teşrifata önem veren Osmanlı Devleti’nde verilen hediyelerin kayıtları tutulmuştur. Bu makalede Osmanlı sarayında eski bir Türk geleneği olan Nevruz’da hediyeleşme konusu incelenecektir.
As gift exchange in the New Year became a common custom around the world in our time, it was an old tradition for the Turkish people. According to the old Turkish culture, the new year begins at 21th of March. It was celebrated with joy and happiness among the people. Gift exchange was an important part of this celebration as strengthening the relations and amity in the society. This tradition can be noticed in the Ottoman palace. Nevruz (a holiday celebrated at the vernal equinox) was celebrated in the Ottoman palace and expansive gifts were presented to the some of the palace officials. Among these officials, Hekimbaşı (Sultan's chief physician) who prepares special macun (compound) called Nevruziye for the new year and müneccimbaşı (the chief astrologer of the Ottoman sultan) who arranges the new calender were the two who regularly receives special gifts from the sultan. On the other hand, the sultan himself received gifts from the prominent figures in the palace such as viziers, kaptan paşa, governors, yeniçeri ağası. Among the gifts the horses specially called “Hediye-i Nevruziye” were the most favorite. Undoubtedly, using the tradition of gift exchange for political maneuvers in the palace was common incident. According to the Ottoman palace custom, most of the gifts were registered. This paper is about the reflections of an old Turkish tradition of gift exchange in the Ottoman palace.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.