Diller arasındaki karşılıklı anlam aktarmalarına tercüme denilmekle beraber, bir dildeki edebî bir metnin tüm nükte ve esprileriyle başka bir dile çevrilemeyeceği de açıktır. Tercümede karşı dilde söylenmiş ifadelerin tam karşılanamamasından şerh ortaya çıkmaktadır. Tercümedeki yetersizliğin bir sonucu olan şerhle, bir metinde bulunmayan anlamlar da ortaya çıkabilmektedir. Tercüme ve şerh, birbirinden bağımsız olmayıp çoğu defa iç içe bulunmakta, tercüme şerhe, şerh de tercümeye muhtaç olabilmektedir. Şemsi Paşa’nın manzum Vikâye tercümesi bu duruma verilebilecek bir örnek olup, bu manzum tercümede şerhe yaklaşan durumlar görülmektedir. Manzum bir tercümede şerhin olamayacağı düşünülebilirse de bu tercümede anlamı tamamlamak için böyle bir tutum izlenmiştir.
While the correlative transfer between the languages is called translation; it is evident that a literary text in a language can not be translated into another language with all the wit and humor. In translation, an annotation arises as a result of the statements in another language that do not exactly correspond. While annotation is a way arisen from the inefficiency of the translation, some meanings that do not exist in an annotated text may arise by this way. Translation and annotation are not independent from each other and they often coexist; translation may depend on annotation and annotation may depend on translation. Shemsi Pasha’s work of the verse translation of Vikâye can be given as an example for this case and there are floating cases into the annotation. While it is also possible to think that annotation can not be located in a verse translation, such kind of an attitude has been followed in this translation.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.