Divan edebiyatının oluşup geliştiği yıllarda Türklerin sosyal hayatındaki, makâm-mevkî ayrımına dayanan sosyal statüler, iletişim kurallarının değişmesinde etkili olmuştur. Bu statüye dayalı sosyal hayat, yazışmalarda “a’lâ” “ednâ” “akran” gibi sosyo-kültürel statüleri meydana getirmiştir. Değişen kültürel hayatın sonucu olan bu durum dil ve üslûbu da etkilemiştir. Bu dönemle birlikte halkın anlaşma aracı olan dil iletişim kurulacak kişinin sosyo-kültürel konumunun belirlediği bir yapıya dönüşmüş ve böylece kişilerin ne söylediğinden çok, nasıl söylediği önemli hale gelmiştir. Bu yeni anlayışla yazılan inşâ eserlerinde dil bir problem olarak ön plana çıkmıştır denilebilir. Ulusların kültür hayatları birbirine benzemez. Edebiyât verimleri toplumların kültürel geçmişlerini yansıttıkları için toplumları yakından tanımada önemli malzeme verirler. Toplum içindeki insan ilişki ve iletişimleri, devlet-millet arasında gözlenen münasebet düzeyleri, edebî verimlerde yansıtılmayan ekonomik hayatın işleyişine ilişkin bilgiler, devlet ve sosyal hayatın hiyerarşik iletişimi, makâm, rütbe, ünvan ve yazışmalarda gözetilen kurallar, edebi eserlerde bulduğumuz kültürel zenginliklerimizdendir.
It can be stated that social statuses based on the office-chair distinction in the social life of Turks in the years in which diwan literature emerged and developed became influential in changing communication rules. The social life based on this status brought forth the socio-cultural statuses such as “a’lâ” “ednâ” and “akran” in correspondences Being the result of this transformed cultural life; this condition affected the language and style, too. The language, which became the communication means of the people with the coming of this period, transformed into a structure determined by the socio-cultural position of the person to be contacted with. During this period, it was not what people said, but rather how they said it that became important. It can be said that the language stood out as a problem in the literary structuring works that were written with this new understanding. The cultural lives of the nations do not resemble one another. Since the literature outputs reflect the cultural histories of the societies, they provide significant material in getting familiar with the societies. The human relations and communications within the society, the observed relation levels between the government and the people, the information related to the functioning of the economic life which is not reflected in the literary works, the hierarchical communication of government and social life, the rules observed in office, rank, title and correspondence are among our cultural richness which we find within our literary works.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.