İlim, “bilmek” anlamına gelen Arapça ‘alime fiilinden türemiş bir mastardır. Sözlüklerde “bilgi, bilme, biliş, vukûf, ma’lûmât, haber” ve “bir şeyi hakikî şekliyle idrak etmek” olarak tanımlanmıştır. Günümüzde genellikle bilim yerine kullanılmaktadır. Zıttı cehl veya cehâlet’tir. İlim, Klâsik Türk şiirinde ise, genellikle “bilgi” ve “bilim” anlamlarında kullanılmıştır. Klâsik edebiyatın kaside, gazel ve mesnevi vadisinde önemli isimlerinden biri olan Zâtî (öl. 953/1546) Balıkesirlidir. Şairin asıl adı Bahşı veya Satılmış olup, bunun kısaltılmışı olan Satı ilhamıyla Zâtî’yi kendisine mahlas olarak seçmiştir. Yine bir rivâyet olmakla birlikte kaynaklarda, ebced hesabıyla doğum tarihi olan 876’yı verdiği için, asıl adının İvaz olduğu da kaydedilmiştir. İlk işi baba mesleği olan çizmeciliktir. Düzenli bir tahsil görmemiş olan Zâtî, hayatını şiir yazarak ve remilcilik yaparak kazanmıştır. İstanbul’da Bâyezid Câmii avlusunda açtığı remilci dükkânı Bâki, Yahya Bey ve Fazlî gibi genç şairlerin uğrak yeri olmuş, devrinin birçok şairine hocalık etmiştir. Bu bildiride, ilk iki cildi Ali Nihad Tarlan tarafından, üçüncü cildi ise Mehmed Çavuşoğlu ve Mehmet Ali Tanyeri tarafından hazırlanan ve toplam 1825 gazelden oluşan Zâtî Divanı Gazeller Kısmı’nın taranmasından elde edilmiş olan beyitlerden yola çıkarak; şairin şiirlerine, dönemin hakikî ve bâtıl ilimlerinin yansıması ve katkısı incelenmiştir.
İlim is an infinitive derived from the verb “alime” in Arabic, which means “to know”. It is defined as “knowledge, to know, news” and “understand something in its original form” in different dictionaries. Today it is generally used instead of science. Ignorance is the antonym of it. It is generally used in the sense of “knowledge” and “science” in Classical Turkish Poetry. Zâtî (died in 953/1546) is one of the important names in the subject of kaside, gazel and mesnevi in Classical Turkish Literature. He was from Balıkesir. Bahşı or Satılmış was the real name of he poet. With the inspiration of his name’s short form, Satı, he chose Zâtî as his pen name. Although it is a rumor, in some sources it is recorded that his real name is İvaz, as it is assigned to his birth year in ebced calculation -the first of several mnemonic formulas designed to help one learn the numerical values assigned to the letters of the Arabic alphabet. His first job was boot making just like his father’s. Zâtî, having no systematic education, earned a living by writing poems and telling fortune. His remil shop in Bâyezid Camii’s courtyard, a shop where fortunetellers tell fortune to the customers, became a haunt for young poets like Bâki, Yahya Bey and Fazlî. He became a teacher for lots of poets in his era. In this paper, starting from the couplets achieved by a systematic scanning of gazels’ part in Zâtî’s Divan (first two volumes are edited by Ali Nihad Tarlan and the third volume is edited by Mehmed Çavuşoğlu and Mehmet Ali Tanyeri ), the reflections and contributions of scientific and unscientific studies of knowledge to the poet’s poems and poetry are explored.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.