Mimariden sinemaya, antropolojiden dilbilime kadar pek çok sahada kendine bir uygulama alanı bulan Yapısalcılık zamanla edebî eserlerin anlaşılmasında da kullanılan bir metot olmuştur. Bu metot, metinle araştırmacıyı baş başa bırakan, bir metnin anlaşılması için metin harici bütün unsurları dışlayan, metnin anlam içeriğini yapısal formlarıyla ortaya koymaya çalışan bir esasa dayanır. Bu alanda Barthes, Todorov ve Gremias gibi ünlü yapısalcılar pek çok örnek incelemeler yapmışlardır. Halk Hikayeleri, aslında yapısal açıdan incelenmeye son derece müsait metinlerdir. Bu yazıda bu tür bir incelemenin bir örneği verilecek ve büyük bir anlatı zenginliği içeren Halk hikâyelerimize bir de bu gözle bakılacaktır.
Structuralism, applied to many areas such as architecture, cinema, anthropology and linguistic, has become a method for analysing of literature texts with time. This method is based upon a principles that tries to examine the meaning of the text within structural forms; omits the features of the text in enabling the understanding of the text, and leaves the researcher with the text alone. Barthes, Todorov and Gremias and some other structuralists have produced many good examples of this method. The folk stories are rich materials to be analysed within structuralist form. İn this study, the folk stories will be viewed in this sense and an example of structuralist work will be given.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.