Toplumsal gelişme, ekonomi, siyaset, kültür, hukuk, sağlık ve eğitim gibi birçok alanı içinde barındıran, çok boyutlu ve ileriye doğru değişimi ifade eden kavramdır. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini saptamada sadece ekonomik ilerlemelere ve nicel göstergelere bakmak yeterli değildir. Bu saptama sürecinde ekonomik gelişmeler kadar, sosyo-kültürel göstergeler de önem taşır.  Bu bağlamda, toplumsal gelişme ve kalkınmanın en temel unsurlarını; ekonomik büyüme, modernleşme, demokrasi, hukukun üstünlüğü, sosyo-kültürel gelişme ve eğitim düzeyi olarak saymak mümkündür. Toplumsal kalkınma ve gelişmenin temel unsurlarından olan kültür ve sanat olgusu, sosyal devletin öncelikli olarak ele alması gereken sosyal politika alanlarındandır. Kültür ve sanat politikaları, devletin öncülüğünde planlı ve programlı bir şekilde hazırlanır ve uygulanır. Kültür politikalarının uygulanmasında ve kamuoyunun ilgisinin ve katılımının sağlanmasında iletişimin önemli bir rolü bulunmaktadır. Gündelik yaşam döngüsünün içerisinde bireyler her ne kadar duygusal rahatlama sağlayan günübirlik uğraşlara ve tüketim nesnelerine yönelse de sanat, birey için bir arınma alanı olma özelliği taşımaktadır. Toplumda yaşayan bireylerin yaşadığı toplumun değerlerinin farkında olması ve değişimleri benimsemesi ancak sürdürülebilir eğitim, kültür ve sanat politikaları ile mümkün olabilmektedir. Diğer yandan topluma sanatı ve kültürü ticari birer meta olarak yansıtmayan iletilerin aktarılmasında medya önemli bir işleve sahiptir. Devletler tarafından toplumun her kesiminden insanı sanatsal ve kültürel üretim faaliyetleriyle buluşturacak nitelikte, yaygın, yenilikçi vizyonlara sahip ve sürdürülebilir kültür sanat politikaları oluşturulmalı ve bu politikalar medya kanalıyla topluma iletilmelidir. Ayrıca sanatsal üretim faaliyetlerinin çoğalması ve çeşitlenmesi için tüm yaratıcı alanlardan sanatçıların ulusal ve uluslararası yaratıcı etkinliklere katılımını ve üretimini motive edecek teşvik mekanizmaları oluşturulmalıdır. Toplumsal gelişmede kültür sanat politikalarının ve sanat iletişiminin rolünü irdeleyen bu çalışmada, kültür ve sanat politikalarının, sosyal adalet ve eşitlik gibi toplumun ortak paydasını oluşturan değerler dikkate alınarak oluşturulması ve bu politikaların toplumun görüş ve denetimine açık olması gerektiğine vurgu yapılmaktadır. Özetle kültür sanat politikaları, çağdaş, demokratik ve planlı bir değişimin yolunu açmalı, medya da bu sürecin etkin bir paydaşı olmalıdır.

Social development, economy, politics, culture, law, health and education is a concept that expresses multidimensional and forward change. It is not sufficient to look only at the economic progress and quantitative indicators in determining the development level of a country. In this determination process, socio-cultural indicators are as important as economic developments. In this context, the most basic elements of social development and development; economic growth, modernization, democracy, rule of law, socio-cultural development and education level. The phenomenon of culture and art, which is one of the basic elements of social development and development, is one of the social policy areas that the social state should address with priority. Culture and arts policies are prepared and implemented in a planned and programmed manner under the leadership of the state. Communication has an important role in the implementation of cultural policies and in ensuring the interest and participation of the public. In the daily life cycle, although individuals tend to daily activities and consumption objects that provide emotional relief, art has the characteristic of being a purification area for the individual. It is only possible for individuals living in the society to be aware of the values ​​of the society they live in and to adopt the changes through sustainable education, culture and art policies. On the other hand, media has an important function in conveying messages that do not reflect art and culture as a commercial commodity to the society. Governments should establish widespread, innovative and sustainable culture and art policies that will bring together people from all segments of society with artistic and cultural production activities, and these policies should be communicated to the society through media. In addition, funds and incentive mechanisms should be developed to motivate artists from all creative fields to participate in national and international creative activities in order to increase and diversify artistic production activities. In this study, which examines the role of culture and art policies and art communication in social development, it is emphasized that culture and art policies should be established by taking into account the values ​​that constitute the common ground of society such as social justice and equality, and that these policies should be open to the opinion and control of the society. In summary, culture and arts policies should pave the way for a contemporary, democratic and planned change, and the media should be an effective stakeholder of this process.