M.Ö. 5. yy.da (M.Ö. 495-435) yaşadığı kabul edilen Empedokles, ozan, devlet adamı, hatip, dini lider ve filozof kimliği ile kendinden önce gelen doğa bilimcilerinin görüşlerine spritüel bir yorumlama getirerek yeni bir düşünce yapısı tesis etmiştir. Evrenin özünü oluşturan ilk maddenin sorgulamasına güçlü bir iddia ortaya koyarak evrenin varoluşunda tek bir maddenin temel teşkil etmediğini öne sürmüş ve dört element kuramını ortaya atmıştır. Bu fikrini savunmak için dinsel olguları kullanmış ve tanrısal varlıkların sahip olduğu niteliklerin her birinin bir elementi simgelediğini ifade ederek felsefi çıkarımlara dinsel bir yaklaşım kazandırmıştır. Empedokles, fikri hayatına efsanevi bir kimlik katarak yaşadığı dönemin toplumuna mistik bir anlayış getirmeyi başarmıştır. Böylece doğa filozoflarının salt metodik düşünce yapısını olağandışı bir dinsel örgüye büründürmüş ve mitolojik bir anlatış ile bilimi arka plana atan bir doktrini desteklemiştir. Bu nedenle hayatı ve düşünceleri kendinden sonraki dönemlerde bile ciddi bir merak uyandırarak üzerinde yüzyıllarca tartışma konusu olmuştur. Bu çalışmada asırlarca süren bu açmaz üzerine farklı bir söylem sunarak Empedokles felsefesinin hellenik unsurlarının dışında başka hangi kültür ile bağlantısı olabileceğini ve dönemsel yorumlamaların meydana getirdiği yanlış algılamaların üzerinde durulmaktadır. Özellikle Orphizm akımının sebep olduğu dinsel etkileşim ile Mısır felsefesinin Yunan düşünce yapısına olan etkisi ve bu kültürde yetişen filozofların iki kültürün yer aldığı katışık yapıda nasıl seyir aldığı çalışmanın temel savını oluşturmaktadır.
Empedocles, who is accepted to have lived in the 5th century B.C. (495-435 B.C.), established a new mindset by bringing a spiritual interpretation to the views of natural scientists who came before him with the identity of bard, statesman, orator, religious leader and philosopher. He put forward a strong claim to the questioning of the first matter that constitutes the essence of the universe, claiming that no single substance constitutes the basis of the existence of the universe and put forward the four-element theory. He used religious facts to defend this idea and gave a religious approach to scientific inferences by stating that each of the qualities possessed by divine beings symbolizes an element. Empedocles has managed to bring a mystical understanding to the society of the period he lived by adding a legendary identity to his intellectual life. Thus, he transformed the purely methodical mindset of natural philosophers into an extraordinary religious pattern and supported a doctrine that puts science into the background with a mythological narrative. For this reason, his life and thoughts have been the subject of discussion for centuries, arousing serious curiosity even in the periods after him. In this study, it is emphasized that the philosophy of Empedocles can be related to other cultures other than the Hellenic elements and the misperceptions caused by periodic interpretations by bringing a new perspective on this centuries-long dilemma. Especially, the main point of this study is the religious interaction caused by the Orphism movement and the effect of Egyptian philosophy on the Greek mindset and how the philosophers, who grew up in this culture, proceeded in the mixed structure of the two cultures.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.