Savaş ve beraberinde getirdiği göç sosyal ve ekonomik birçok soruna kaynaklık etmektedir. Bu bağlamda Suriye Savaşı, ortaya çıkardığı sosyal ve ekonomik sorunlarla dünyanın gündemini meşgul etmektedir. 2011 yılında başlayan ve hala zaman zaman şiddetlenerek devam eden Suriye Savaşı, bireylerin, toplumların ve hatta dünyanın yaşamına etki etmeye devam etmektedir. Bu süreçte savaş ve savaşın ortaya çıkardığı olumsuzluklardan en çok etkilenen kesimler olarak kadınlar ön plana çıkmaktadır. Kadınlar, dünya üzerinde ortaya çıkan savaşlarda mağdur olan kesimler arasında çocuklarla birlikte en ön sıraları paylaşmaktadırlar. Sosyolojik, politik, kültürel ve ekonomik sonuçları olan savaş süreci toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin görünürlüğünü de büyük oranda arttıran bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada amaç, savaş sonucunda göç etmek durumunda kalan kadınların bu süreçte maruz kaldıkları şiddet biçimlerini görünür kılmaktır. Bu bağlamda Elazığ’a gelen Suriyeli sığınmacı kadınların savaş sırasında ve sonrasında yaşadıkları şiddet olayları, sosyal ve ekonomik sorunları ayrıntılarını görünür kılabilmek çalışmanın temel hedefidir. Bu amaçlarla çalışmamızda 12 Suriyeli kadın sığınmacıyla derinlemesine mülakat yapılarak nitel bir analiz yapılmıştır. Bulgular, savaş esnasında yaşanan şiddet, savaş sonrasında maruz kalınan şiddet ve şiddet sürecinde araçsallaşma kategorileri üzerinden analiz edilmiştir. Nitel araştırma deseni ile tasarlanan bu çalışma, yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak derinlemesine mülakat tekniği ile gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerde sorulacak soruların hazırlanmasında savaşta şiddet ve cinsel şiddet kavramları temel alınmıştır. Özel hayatın gizliliği ilkesi ve olabilecek her türden risk nedeniyle görüşme yapılan katılımcıların kişisel bilgilerine çalışmada yer verilmemiştir. Görüşmeler, genellikle sığınmacılarla ortak karar verilen buluşma alanlarında ve bir kısmının da evlerinde yarı yapılandırılmış soru formu aracılığıyla tercüman kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler esnasında ses kaydı için izin istenmiş ancak görüşmecilerin izni olmadığından dolayı ses kaydı yapılmamıştır. Her bir katılımcı ile ortalama olarak 1 (bir) saat görüşülmüştür. Görüşme esnasında kullanılan ifadeler not alınarak görüşme gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.

The war and the immigration it brings with it are the source of many social and economic problems. In this context, the Syrian War occupies the agenda of the world with its social and economic problems. However, the Syrian War, which started in 2011 and continues to exacerbate from time to time, affects the lives of individuals, communities and even the world. In this process, women come to the forefront as the most affected by the war and the negative effects of the war. Women share the front row with children among the victims of the wars around the world. The process of war, which has sociological, political, cultural and economic consequences, is a phenomenon that greatly increases the visibility of gender inequality. The aim of this study is to make visible the forms of violence experienced by women who had to migrate as a result of the war. In this context, the main objective of the study is to make visible the details of the violence and social and economic problems experienced by Syrian refugee women who came to Elazığ during and after the war. For these purposes, a qualitative analysis was conducted in-depth interviews with 12 Syrian women refugees. The findings were analyzed on the basis of the categories of violence during the war, violence experienced after the war and instrumentalization in the process of violence. This study, which was designed with qualitative research design, was carried out in-depth interview technique using semi-structured interview form. In the preparation of the questions to be asked during the interviews, the concepts of violence in war and sexual violence were taken as basis. Personal information of the interviewees was not included in the study due to the principle of privacy and all kinds of risks. Interviews were usually conducted in semi-structured questionnaires in the meeting areas agreed with asylum seekers and in some of their homes, using an interpreter. During the interviews, permission was requested for voice recording but no voice recording was made because the interviewers did not have permission. On average, each participant was interviewed for 1 (one) hour. The statements used during the interview were noted and tried to be conducted.