Petrol kaynaklarına sahip olan bölgelere coğrafi açıdan yakın olması Türkiye’de zengin petrol yataklarının bulunduğu ihtimalini sürekli güçlü tutmuştur. Petrol arama çalışmaları Cumhuriyetin ilanı ile başlamış, bu faaliyetlerin iktisat politikaları kapsamında kurumsal bir çerçevede algılanması ise MTA’nın kurulmasıyla gerçekleşmiştir. Bu süreçle birlikte petrol arama faaliyetlerinde ve petrol üretiminde artış gözlenmiştir. Sermaye yetersizliği ve teknik imkânsızlıklar nedeniyle Devlet 1923-1933 yılları arasında petrol meselesi ile fazla ilgilenememiştir. Bu tarihlerden sonra müdahaleci niteliği ağır basan bir iktisat politikası ile petrol kaynaklarının yönetimi konusuna önem verilmeye başlanmıştır. Yeraltı zenginliklerinden iktisadi kalkınmada yararlanılmak istenilmiştir. Doğal kaynakların kullanımına ilişkin bu yeni algı ile petrol arama faaliyetleri iktisat politikaları kapsamına alınarak daha bilimsel bir zeminde planlanmaya başlamıştır. Teknik ve ilmi araştırmaların hız kazanması, uluslararası teknolojiye uygun metotların tatbik edilmesini beraberinde getirmiştir. Yeni kurulan örgütler ve bu örgütlere ait faaliyetlere ilmi bir nitelik kazandırılması arzusu petrol politikalarının kurumsallaşmasını sağlamış, bu kurumsallık politikaların istikrarlı ve sürekli niteliğini güçlendirmiştir. Millileştirme politikalarına paralel biçimde yaşanan bu süreç, 1950’lerde başlayan siyasi dönüşümle birlikte yeni bir kurumsal süreç doğrultusunda değişim göstermiştir. Bu çalışmada petrol arama faaliyetlerinin iktisat politikası uygulamaları içerisinde yer bulması ve bilimsel bir nitelik kazanması süreci, bu sürece yönelik tarihsel kanıtlar ile ortaya konmaya çalışılmıştır. Maden ve petrol arama faaliyetleri açısından temel kurum niteliğindeki MTA tarafından çıkarılan Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Mecmuası’nda 1936-1958 yılları arasında yer alan çalışmalar incelenmiş, TBMM Zabıt Cerideleri ile Cumhuriyet Arşivi taranmıştır.
The possibility of Turkey has oil resources consistently held strong by reason of geographically close to the countries where having oil resources. Oil exploration work started with the establishment of the Republic. The perception of these activities in the context of an economic policy is realized through the establishment of the MTA. With this process, oil exploration activities and oil production increased. Due to insufficient capital and technical difficulties, the State was not much interested in the oil issue between 1923 and 1933. After these dates, the importance of the management of petroleum resources started to be given importance with an economic policy that predominantly intervened. It was wanted to benefit from underground wealth in economic development With this new perception of the use of natural resources, oil exploration activities are included in economic policies and planned on a more scientific basis. The acceleration of technical and scientific research has brought about the application of methods according to international technology. New organizations and the desire to give scientific knowledge to the activities of these organizations have ensured the institutionalization of oil policies. This institutionalization has strengthened the stable and continuous quality of policies. This process, which took place in parallel with nationalization policies, has changed in the direction of a new institutional process with the political transformation that started in the 1950s. In this study, the process of finding petroleum exploration activities in economic policy applications and gaining scientific quality is tried to be put forward with historical evidence for this process. The studies conducted between 1936-1958 in the Mineral Research and Exploration Institute Journal, which was issued within the structure of MTA, which is the main institution in terms of mining and oil exploration activities, were examined and the National Archives of the Parliament and the Republic Archive were searched.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.