Son dönemde bilim ve teknolojideki ilerlemelerin insanlık açısından kaygı uyandırıcı boyutlara ulaşması, insan haklarında yeni yaklaşımları ortaya çıkarmıştır. Bu yaklaşımlar, her ne kadar hukuki bir kesinliğe ulaşmasa da dördüncü kuşak insan haklarında bir araya gelmektedir. Biyo-etik haklar, siber uzay hakkı, kişisel verilerin korunması hakkı gibi hak kategorileri dördüncü kuşak insan hakları arasında değerlendirilmektedir. Özellikle kişisel verilerin korunması, çok daha kapsayıcı ve yaygın bir konu olduğundan insan hakları literatüründe öne çıkan bir vurgudur. Kişisel verilerin korunması hakkına yönelik en önemli tehditlerden biri, günden güne kullanımı artan büyük veri temasıdır. Büyük veri gerek kamu gerekse de özel kurum ve kuruluşlarda “dijital devlet” bağlamında yaygın bir araç haline gelirken, sosyolojiden siyaset ve sosyal hizmete kadar sosyal bilimlerin birçok alanında genişleyen bir metodoloji halini almaktadır. Yüksek bir temsil gücüne sahip olması, homojenleşmiş gruplara odaklanması gibi nedenlerle tercih edilen büyük veri çalışmalarında, kişisel verilerin korunmasının ne denli gözetildiği ayrı bir tartışma konusudur. Bu noktada araştırmacıların etik sorumluluklarını hem araştırma gruplarının korunması hem de çalışmalarını çeşitli odakların çıkarlarına hizmet edecek şekilde karakterize etmemesi doğrultusunda genişletmesi beklenmektedir. Diğer taraftan araştırma grupları da kişisel verilerinin hangi amaçlarla kimler tarafından kullanılacağı bağlamında kendilerinin de mesuliyet sahibi olduğunun farkında olmalıdırlar. Bunların doğrultusunda bu çalışma, sosyal bilimlerin farklı alanlarındaki büyük veri çalışmalarının kişisel verilerin korunması odağında yarattığı açmazları değerlendirmektedir.
Recently, new approaches have emerged in human rights due to the developments in science and technology that have reached alarming dimensions for humanity. Although these approaches do not reach a legal certainty, they come together in fourth generation human rights. The rights considered among the fourth generation human rights are bioethical rights, the right to cyberspace, the right to protect personal data, etc. In particular, the protection of personal data is a prominent emphasis in the human rights literature, as it is a much more inclusive and widespread issue. One of the most important threats to the right to personal data protection is big data theme. The use of big data is increasing day by day. While big data has become a common tool in the context of “digital state” in both public and private institutions and organizations, it has become an expanding methodology in many fields of social sciences, such as sociology, politics, and social work. Big data studies are preferred because they have a high representative power and focus on homogenized groups. Whether the protection of personal data is taken into account in these studies is an important debate. At this point, researchers are expected to expand their ethical responsibilities both to protect research groups and not to characterize their work in a way that serves the interests of various focuses. On the other hand, research groups should be aware that they are also responsible for what purposes and by whom their personal data will be used. In line with these, this study evaluates the dilemmas created by big data studies in different fields of social sciences in the focus of protection of personal data.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.