Makale Nisan 2011-Mayıs 2012 tarihleri arasında Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda derinlemesine görüşme, anket ve gözlem gibi farklı sosyolojik araştırma teknikleri kullanılarak gerçekleştirilen “Cezaevinde Kadın Olmak” Araştırmasının mahpus anneler ve çocukları arasındaki ilişkilere odaklanan bölümünün sonuçlarını incelemektedir. Küçük yaşta çocuğu olan anne mahpusların bazıları çocuklarını da beraberlerinde cezaevine getirmektedirler. Altı yaşından büyük çocukları olan anne mahpusların çocukları ise genellikle babalarına ya da yakınlarının bakımına emanet edilmektedirler. Bu çocukların devlet kurumlarına emanet edilmesi de oldukça sık rastlanan bir durumdur. Mahpus anneler çocukları yanlarında olsa da, olmasa da her fırsatta anneliğin icrasını zorlaştıran cezaevi koşullarına rağmen annelik sorumluluklarını üstlenmeye çalışmaktadırlar. Mahpuslar annelik görevlerinin çoğunu yerine getirmeseler de cezaevinden annelik yapabilen iyi anneler olarak kendilerini ifade etmektedirler. Onları cezaevine getiren koşullara rağmen iyi ve yetkin anneler olduklarını göstererek hapsedilmeden kaynaklanan damgalanmayı hafifletmeye çalışmaktadırlar. Çocuklarıyla birlikte cezaevinde bulunan anneler onlara kapatılmayı yaşattıkları için üzgündürler. Çocuklarını duvarların dışında bırakan anneler bir yandan onlara kendi mahpusluklarının sebep olduğu damgalanmayı yaşatmanın diğer yandan da ihtiyaçları olduğunda onların yanında olamamanın suçluluğunu yaşarlar. Mahpus bir anne için cezaevinde çocuklarıyla ilişkilerini sürdürebilmek önemlidir. Bu ilişkileri devam ettirmek, anne olarak unutulmadığını hala çocukları tarafından sayıldığını bilmek mahpusun kendisiyle ilgili, kendi yarattığı imgede önemli bir yer tutar. Anne olmak mahpuslara cezaevi koşullarına dayanmak için güç verir. Annelik ayrıca cezaevi sonrası topluma yeniden katılımı sağlayacak en önemli etmenlerden biridir.
This article analyzed the findings of the chapter included in the research “Being a Woman in Prison” about the relationships of incarcerated mothers with their children. The research was conducted between April 2011 and May 2012 with different sociological research techniques such as face-to-face interviews, surveys, and observations. In general, if a female inmate has a baby or a toddler, she takes her children with her. Kids who are older than six years of age usually stay with their fathers or other close relatives. Also, these children are commonly admitted to government agencies (such as the Society for the Protection of 1Children). Whether or not they have their children with them in prison, incarcerated mothers try to perform their motherhood responsibilities despite the challenges caused by the circumstances of the prison. Even though they cannot fulfill most of their motherhood duties, mothers in prison regard themselves as good parents. They try to alleviate the stigmatization of being an inmate by showing how good and competent mothers they are despite the circumstances that have caused their incarceration. Inmates who have their children with them in prison feel heartbroken and sorry since they are obliging their kids to have the experience of incarceration. Women who have left their kids outside of the prison walls also feel guilty since their incarceration causes stigmatization in the lives of their kids. Besides, these mothers cannot be with their children when their children need them. It is truly important for imprisoned mothers to maintain good relationships with their children during their sentences. Maintaining these relationships and being respected as a mother play quite an important role in their self-reflections/ideas of themselves. Being a mother provides enormous strength to tolerate the conditions of the prison. Additionally, motherhood is one of the most important mechanisms of reintegration and participation in society after their sentences are over.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.