Tarihsel süreçlerinde devletlerin kalkınma çabalarında ekonomiye müdahaleleri farklı şekillerde gerçekleşmiştir. Doğal olarak uygulama sonuçlarında da aynı derece devamlı başarılı olunmadığı görülmüştür. Diğer bir ifadeyle, bir dönem gerekli veya kaçınılmaz olan kamu müdahaleleri, başarılı kamu işletmeciliği uygulamaları, sonrasında çeşitli gerekçelerle eleştirilmiştir. Temel olarak uygulamada yapılan hatalarla yaşanan başarısızlıklar veya kaçınılmaz değişimler sonucunda müdahale şekilleri değişmiştir. Bunun da gereği piyasa ve kamu otoritesi birbirini dışlamamalı yani müdahaleler sınırsız olmamalı fakat doğru zamanda, tam yerinde ve uygun bir şekilde yapılmalıdır. Bunun da amacı kamu gelirlerini artırıcı politikaları, mali disiplini sağlayıcı şeffaflık uygulamalarını devreye almaktır. Yöntem olarak, profesyonel yönetimin yer almadığı kamu işletmelerinde özelleştirme uygulamaları moda olmuş, piyasa ekonomisinin olmazsa olmazı hukuksal ve kurumsal altyapının oluşturulması amaçlanmış, işletmelerin etkin ve verimli çalışabilmesi için bağımsız düzenleyici ve denetleyici kurumlar oluşturulmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye’de, kalkınmanın devlet eliyle gerçekleştirilmesinin gerekliliği olarak gündeme gelen KİT’ler, dönemin iktisadi yapıdaki zorunlulukları, özelikle finansal ve fiziksel sermaye stokundaki yetersizlikleri nedeniyle kurulmaya başlamıştır. 1960’lı yılarda da, ithal ikameci kalkınma stratejisinin uygulanmasında önemli boşluğu dolduran KİT’lerin göreceli başarıları olmuştur. Türkiye bu anlamdaki birikmiş olan kurumsal hafızasını etkin bir şekilde kullanmalıdır. Özellikle, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Rekabet Kurumu gibi yapıların tecrübeleri, Türkiye Varlık Fonu gibi projelerin tesisinde, çalıştırılmasında dikkate alınmalıdır. Zira küresel kriz sonrasında, küreselleşmenin de tetiklediği belirsizlik ve yıkıcı rekabet ortamı, hem finans kuruluşlarında hem de işletmeler de operasyonların yönetimini giderek zorlaştırmaktadır. Özellikle küreselleşen piyasalardaki daralan pazar hacminin neden olduğu ticaret savaşları; küresel güçlerin tetikleyerek sebep olduğu savaşların ortaya çıkardığı göç hareketleri; geleceği öngörülemeyen teknolojik gelişmeler; doğal çevrede yaşanan küresel felaketler ve son şekli yine küresel bir tehdit olan koronavirüs hastalığının (covıd-19) ortaya çıkardığı gerçekler nedeniyle, kamuya duyulan ihtiyaç artmaktadır. Fakat bu yapıların hantal olmaması gerekmektedir. Çünkü önceki dönemlerdeki KİT ve benzeri işletmelerdeki uygulama sorunları, işletme hataları belli bir dönem görmezden gelinebilirken artık böyle bir tolerans marjı kalmamıştır. Bu çalışmanın da amacı, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihsel süreçteki kalkınma çabalarında uyguladığı temel ekonomi politikalarını ve kurumlarını inceleyerek, nerelerde başarılı veya başarısız olunmuş durumlarının tespitinden sonra gelecek için öneriler geliştirilmeye çalışmaktır.
In their historical processes, the interventions to the economy during their development efforts of the states took place in different forms. Inherently, it was observed that the implementation results were also not equally successful. In other words, public interventions necessary or inevitable for a period and, successful public administration practices, were later criticized for various reasons. As a result of failures or inevitable changes due to mistakes made in practice, intervention shapes have changed. Therefore, the market and public authority should not exclude each other, that is, interventions should not be unlimited; but they should be done at the right time, on the right place and in an appropriate manner. For this, policies that increase public revenues and transparency practices that ensure fiscal discipline should be implemented. As a method, privatization practices have become fashionable in public enterprises where professional management was not included; the establishment of a legal and institutional infrastructure, which is the sine qua non of the market economy, was aimed; independent regulatory and supervisory institutions have been created for businesses to operate effectively and efficiently. After the proclamation of the Republic, SOEs that came to the agenda as the necessity of realization the development through the state, has been established, as a necessity of the economic structure of that period, particularly due to deficiencies in the financial and physical capital stock. In the 1960s, the SOEs, which filled an important gap in the implementation of the import substitution development strategy, had relative success. Turkey must use its accumulated institutional memory effectively. In particular, in the establishment and operation of projects like the Turkey Wealth Fund, the experiences of structures such as the Privatization Administration, the Savings Deposit Insurance Fund, the Banking Regulation and Supervision Agency, the Competition Authority must be considered. After the global crisis, the uncertainty and destructive competition environment triggered by globalization, is making the management of operations both in financial institutions and businesses, increasingly difficult. The need for the public is increasing due to several reasons, such as: trade wars caused especially by the shrinking market volume in globalizing markets; migration movements caused by wars triggered by global powers; technological developments with an unpredictable future; global disasters experienced in the natural environment and the facts revealed by coronavirus disease (Covid-19), which is also a global threat. However, these structures should not be bulky, because in previous periods application problems and operating errors in SOEs and similar enterprises could be ignored for a period, but today there is no such margin of tolerance. The objective of this study is, after examining basic economic policies and the institutions exerted by the Turkish Republic for its development efforts, and determining in which cases it has been successful or unsuccessful, to develop recommendation for the future.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.