Bu çalışma Osmanlı toplumunda belirtileri görünen eşcinsel ilişki ve ilgiye Nedim’in şiirleri üzerinden odaklanarak, bu ilgi ve ilişkilerin dönemde nasıl algılandığını incelemektir. Buradaki argüman toplumdaki bu ilgi ve ilişkilerin ve bunların algılarının toplumun yapısı ve duyarlılıkları ile yakından alakalı olduğudur. Osmanlı toplumu bu tip eşcinsel ilgi ve ilişkileri anormal veya sapkın olarak sınıflandırmamaktaydı. Bu duruş genelinde, homosexüel ve heterosexüel gibi modern ikili cinsel sınıflandırmaların dönemde var olmamalarından kaynaklanmaktaydı. Genel algı kişinin seçtiği cinsel partnerin cinsiyetinin, o kişinin cinsel kimliğinin bir göstergesi sayılmadığı yönündeydi. Bu açıdan bakıldığında Osmanlı toplumu on dokuzuncu yüzyıla kadar genel olarak cinselliğe ve özellikle eşcinselliğe yönelik olarak yüksek tahammüllü ve hoşgörülü olarak nitelendirilebilir. Şairlerin özellikle aşk üzerine yazdıkları şiirlerde konu ve odak noktası olarak kimi seçtikleri, toplumun hassasiyetleri ile beraber hem toplumun genel yapısı ve hem de bu yapı sonucunda kadınların toplum içindeki rol ve yerleri ile de derinden bağlantılıydı. Osmanlı toplumu cinsiyet aksı üzerinden kesin bir şekilde ikiye ayrılmıştı, bu ayrım cinsiyetler arası ilişkileri ve gündelik karşılaşmaları büyük ölçüde sınırlandırmıştı. Bu durum aynı zamanda kur, tutkulu ilişkiler ve arzuların yaşanmasını kişinin kendi cinsiyet grubuna sınırlandıran homososyal çevrelerin oluşmasına da neden olmuştu. Bu toplumsal etkilerin belki de en iyi yansımasını aşk ve hayranlık üzerine yazılmış olan şiirlerde bulmak mümkün. Bu çalışma, toplumun algısını, eşcinsel ilgi ve ilişkilerin yaygınca görünen kabulünü ve bu ilişkilerin şiirlerde betimlenmelerini, Nedim’in şiirleri üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır.
This study focuses on the implication of same sex relationships and courting within Ottoman society through examples from Nedim’s work. Striving to analyze how it was viewed and perceived at the time. It is argued that same sex interest, as well as how it was perceived within the society was intrinsically connected to the very structure as well as sensitivities of the society. Ottoman society did not deem same sex interest and appreciation as abnormal or deviant. This was largely influenced by the fact that, at the time in question, the modern binary categorization of sexual attraction as either heterosexual or homosexual did not exist. The general perception seems to have been that the gender of the sexual partner chosen was not indicative of one’s sexual identity, or even indicative of the general sexual leanings of the person. In this sense one can argue that the Ottoman society had up until the nineteenth century a widely tolerant approach to sexuality in general, and same sex interest in particular. The choice of subject where the attraction and appreciation of the poet was concerned was affected by the structure of the society itself as well as the resultant role and place of women within it. Ottoman society was segregated on the basis of gender, thereby effectively rupturing relationships as well as day to day interaction between the two genders. This created homosocial environs within the society wherein the possibilities of experiencing courtship, passionate relationships, and thirsts satisfactorily seemed to have been limited to one’s own gender. Perhaps the best reflections of these societal influences can be found in poems written on love and adoration. Here the aim is to explore this facet of society, the seemingly common acceptance of same sex attraction within the Empire, and how this love was presented in poetry, through Nedim’s work.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.