Dördüncü güç olarak nitelendirilen medyanın siyaset ve ekonomi eksenindeki konumu, teknolojinin medya alanını dönüşüme uğratması, medyada mülkiyet yapısının değişmesi sonucu karşılaşılan kontrol sorunu medyanın işlevlerinin ve gazetecilerin davranış kodlarının tartışılmasına neden olmuş ve basın etiğini gündeme getirmiştir. Gazetecilik etiği açısından, Kant’ın ödev ahlakı ve Mill’in faydacılık kuramı çalışma kapsamına alınmıştır. Çalışmadaki amaç basında etik kodların gerekliliğini iki önemli düşünürün etik görüşleri bağlamında temellendirmektir. Kant eylemlerimizde öznel ilke olarak seçeceğimizin herkes için geçerli olması üzerinde durmakta, yasa gibi kabul edebileceğimiz bu ilkenin eylemlerimize karar vermede belirleyici olması gerektiğini belirtmektedir. Mill ise eylemin değerini yarar kavramıyla açıklamaktadır. Mill toplumsal mutluluğu sağlamanın ahlaki eylemlerdeki temel ilke olduğunu ifade etmektedir. Her iki yaklaşım da eylemlerin değerini belirlemede ilkeler üzerinde durmaktadır. Etik kodların gerekliliği konusunda ortak bir kanı bulunmaktadır. Her durumun tekliğinde değerlendirilmesi gereği, yine de önceden belirlenmiş yol gösterici ilkeleri gerekli kılmaktadır. Etik kodun belirlenmesi gerekliliği, uluslararası düzeyde egemen güçlerin çıkarlarını meşrulaştıran bir zemin yaratılması amacıyla da kullanılabilmekte ve etik olmayan davranış kabul edilebilir hale gelebilmektedir. Etik kodlar, ‘Yeni Dünya Düzeni’nde küresel etkiyle, etik sorunları çözme maskesi altında kendi egemenliklerini sürdürmek isteyen güçlerin kullandıkları bir araç olma tehlikesini de barındırmaktadır. Bu çalışmada, basında etik kodların gerekliliği iki düşünürün etik görüşleri bağlamında temellendirilmiştir. Etik kodların gazeteciler için rehber olacağı ve her etik durumun tekliğinde değerlendirilmesinde gazetecinin özgür iradesinin belirleyici olacağı ortaya konulmuştur. Çalışmada veri toplama tekniği olarak kaynak tarama yöntemi kullanılmıştır.
The position of the media on the axis of politics and economy as the fourth estate, the transformation of technology in the realm of media and the issue of control as a result of the change of ownership structure in the media have led to discussions on the functions of the media and the codes of conduct for journalists, and brought the press ethics into question. In terms of journalism ethics, Kantian ethics of duty and Mill’s utilitarianism have been included in this study. The aim of the study is to base the necessity of ethical codes in the press in the context of the ethical views of two important thinkers. Kant dwells on the universality of subjective principles, which we adopt in our actions, and proposes that such principles of action, which might be safely be made a law for the whole world, should be indicative of the decisions for our actions. Mill, however, formulates the value of actions with the concept of utility. Mill expresses that achieving social happiness is the basic principle in ethical actions. Both approaches deal with the principles in evaluating actions. There is a consensus on the necessity for ethical codes. Nevertheless, the necessity for evaluating each case on its own requires pre-defined guiding principles. The necessity for defining ethical codes might as well be used to create grounds to justify the interests of the global hegemons, thus unethical behaviors become acceptable. With the global impact in the “New World Order,” ethical codes entail the risk of being abused by the powers, that wish to hold on to their hegemony, under the disguise of offering a solution to the ethical issues. In this study, the necessity of ethical codes in the press is based on the ethical views of two thinkers. It is revealed that ethical codes will be a guide for journalists and the free will of the journalist will be decisive in assessing the uniqueness of each ethical situation. In this study, source scanning method has been used as data collection technique.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.