İnsanlık tarihi boyunca yerleşim yerleri hemen her zaman akarsuların yakınlarında kurulmuştur. Fırat ve Dicle nehirleri de tarih boyunca Mezopotamya coğrafyasının yaşam kaynağı olmuştur. Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde Asurlulardan beri taşımacılık yapılmış ve bu bölgenin bayındır hale gelmesinde bu iki nehrin yadsınamaz bir katkısı olmuştur. Fırat ve Dicle nehirlerinde yapılan nakliyat, başlangıçta geleneksel yöntemlerle yapılırken Sanayi İnkılâbı’yla birlikte yerini buharlı gemilere bırakmıştır. Önceleri yapılan taşımacılık yalnızca bölge halkının ihtiyaçlarını karşılama amacını taşıyordu. Ancak daha sonra emperyalizmin de etkisiyle dönemin büyük güçleri olan devletler bu bölge ile ilgilenmeye başladı. Dönemin güçlü devletlerinin bölge ile ilgilenmesinin yanında, bölgenin stratejik önemi ve İngiliz sömürgelerine giden yol üzerinde olması nedeniyle İngiltere’nin de ilgisinin buraya yönelmesi kaçınılmaz oldu. Başlangıçta sömürge yolu üzerinde olması yüzünden İngilizlerin ilgisini çeken bölge, ardından sahip olduğu ticari potansiyel nedeniyle İngilizler nazarında daha da önem kazandı. Osmanlı Devleti, kendi Sanayi İnkılâbını gerçekleştirememiş olması nedeniyle bölgedeki taşımacılık faaliyetlerine oldukça geç bir tarihte müdahil olmuştur. H. B. Lynch önderliğinde kurulan Lynch Kumpanyası, nehir nakliyatında söz sahibi olurken bu süreç, XIX. yüzyılın ikinci yarısında kumpanyanın Fırat ve Dicle nehirlerinde tekel olmasıyla farklı bir boyuta ulaştı. Oluşan bu tekel, Osmanlı Devleti’ni Fırat ve Dicle nehirlerinde taşımacılık yapma fikri ile ilgilenmeye itmiştir. Bu çalışma, XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Fırat ve Dicle nehirlerindeki nakliyatta oluşan İngiliz tekelini kırmak için kurulma teşebbüsünde bulunulan Dicle Hamidiye Vapur Şirketi’nin kurulma çalışmaları ve Dicle Hamidiye Vapur Şirketi Şartname layıhasını içermektedir.

Throughout the history of mankind, settlements were always established near rivers. Euphrates and Tigris rivers were the source of life of Mesopotamia throughout history. Since the Assyrians, transportation was made on the Euphrates and Tigris rivers and these two rivers undeniably contributed to the development of this region. While the transportation in the Euphrates and Tigris rivers was carried out by traditional methods at the beginning, it was replaced by steam ships with the Industrial Revolution. Previous transport was only intended to meet the needs of the people of the region. But then, under the influence of imperialism, the great powers of the period became interested in this region. In addition to the interest of the powerful states of the period, the strategic importance of the region and being on the route to the British colonies, the British interest was inevitable. Initially on the colonial road, the region attracted the attention of the British and then became more important to the British because of its commercial potential. Since the Ottoman Empire could not realize its own Industrial Revolution, it became involved in the transportation activities in the region at a very late stage. Founded under the leadership of H. B. Lynch, Lynch Company had a voice in river transportation and this process reached a different dimension with the monopoly of Euphrates and Tigris rivers in the second half of XIXth century. This monopoly has led the Ottoman Empire to deal with the idea of transportation in the Euphrates and Tigris rivers. This study includes the establishment of the Tigris Hamidiye Steamer Company, which was attempted to break the British monopoly in the transport in the Euphrates and Tigris rivers by the Ottoman Empire in the XIXth century, and Tigris Hamidiye Steamer Company Specification pleading.