Markaların tüketicilerle duygusal köprüler kurmak için sıkça başvurduğu bir yöntem olarak hikâye anlatımı günümüzde geleneksel ve dijital farklı mecralar üzerinden birarada yürütülmektedir. Transmedya hikayeciliği kavramını doğuran bu süreç popüler kültürde görsel iletişim açısından büyük önem taşıyan farklı ürünlerle (film, dizi, oyun, reklam, belgesel vb.) gündeme gelmektedir. Transmedya hikâye anlatımının özellikle günümüz dijital iletişim teknolojilerini etkin olarak kullanan gençliği ifade eden dijital yerlilerin özelliklerine ve alışkanlıklarına hitap eden bir anlatım biçimi olduğu dikkati çekmektedir. Bu çalışmada transmedya hikâye anlatımı kraliyet markası bağlamında, Prens Harry ve Meghan Markle’ın Kraliyet Düğünü örnek olayı aracılığıyla ele alınmaktadır. İngiliz Kraliyet ailesinin yeni evli çifti olarak Prens Harry ve Meghan ilişkilerinin başlangıcından bu yana dünya basınından yoğun ilgi görmektedir. Bu bağlamda çift, Kraliyet markası açısından da büyük önem taşımaktadır. Medyada modern bir peri masalı olarak yer bulan Kraliyet Düğünü farklı boyutlarıyla (kişiler, olaylar, mekanlar vb.) ele alınan, izleyicilerinin katılımı/etkileşimi ile zenginleşerek geleneksel ve yeni medyada paylaşılarak geniş yer bulan bir anlatı niteliğindedir. Çalışmada Kraliyet Düğünü, Jenkins’in transmedya hikâye anlatımı için sıraladığı yedi prensip (yayılabilirlik ve derinleşebilirlik, süreklilik ve çeşitlilik, dalmak ve çıkarabilmek, dünya kurmak, dizisellik, öznellik, performans) çerçevesinde değerlendirilmektedir. Çalışmanın bulguları, kraliyet markasının medyada temsilinin bir boyutunu oluşturan Kraliyet Düğününün transmedya hikâye anlatımı bağlamında Jenkins’in belirttiği özellikleri taşıdığını göstermektedir.
Storytelling is carried out together on different media (traditional and digital) as a method where brands frequently resort to establishing emotional bridges with consumers. The course of events which gives rise to the concept of transmedia storytelling, comes up with different products (film, series, games, ilişkiadvertising, documentary etc.) that have great importance with regard to visual communication in popular culture. Transmedia storytelling is a form of narration especially that adresses the characteristics and habits of youth called digital natives whom use today’s digital communication technologies effectively. In this study, transmedia storytelling is discussed by means of Prince Harry and Meghan Markle's Royal Wedding, which is examined as case study in the context of royal brand. As the newly married couple of the British Royal family, Prince Harry and Meghan have received much attention from the world press since the beginning of their relationship. In this context, the couple is also of great importance for the Royal brand. The Royal Wedding, which has a wide place as a modern fairy tale in the media, is a narrative shared in traditional and new media, enriched with different dimensions (people, events, places, etc.) and the participation/ interaction of its audience. In this study, the Royal Wedding is evaluated within the framework of Jenkins seven principles (spreadability vs. drillability, continuity vs. multiplicity, immersion vs. extractability, worldbuilding, seriality, subjectivity, performance) The findings of the study show that the Royal Wedding, which is a dimension of the representation of the royal brand in the media, has the principles stated by Jenkins in the context of transmedia storytelling.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.