Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Türk topluluklarının zirve çağını temsil eden Osmanlı Devleti askeri ve siyasi faaliyetleri açısından büyük ölçüde batı yönünde hareket etmiş olsa da bir Cihan Devleti olarak çok farklı coğrafyalarla temas kurmuş ve oralardaki gelişmelerle ilgilenmiştir. Bu bağlamda Orta Asya ve Türkistan coğrafyası, Anadolu Türklüğü için kadim ata yurdu olarak ayrı bir anlam ifade etmektedir. Klasik Osmanlı çağında yoğun bir kültürel temasın olduğu bu coğrafyalarla siyasi/askeri ve ticari ilişkiler asla eksik olmamıştır. Önceleri İran’da kurulan Safevi Devletinin oluşturduğu tehdit daha sonra Rus Çarlığının istilaları karşısında Türkistan Hanlıkları için Osmanlı Devleti doğal bir müttefik ve hatta bir koruyucu güç olarak algılanmıştır. Osmanlı Devleti, 16. yüzyıldan başlayarak, son dönemlerine kadar, Türkistan coğrafyasındaki hanlıklar ile siyasi ve diplomatik ilişkilerini sürdürmüştür. Bu ilişkilerin tarihi bir tanığı olmak üzere sadece Buhara ve Semerkant ile ilgili olan belgelerin sayısı bini geçmektedir. Osmanlı arşiv belgelerinde Türkistan coğrafyasındaki siyasi, askeri, ticari ve kültürel gelişmeleri gözlemlemek mümkün olduğu gibi Osmanlı Devleti ile Türkistan Türkleri arasındaki ilişkilerin boyutunu anlamak da mümkündür. Bunlar Türkistan ve Türkiye arasındaki tarihi ve kültürel bağları gözler önüne sermek açısından büyük bir öneme sahip tarihi yadigarlarıdır. Makalemizde, Osmanlı Arşivlerinde bulunan bu belgelerin kronoloji ve konu bakımından değerlendirilmesi yapılarak, Türk topluluklarının ortak tarihi ve kültürel bağlarının anlaşılmasına katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
Although the Ottoman Empire, which represented the zenith of the Turkish communities coming from Central Asia to Anatolia, pursued a Western tendency in terms of its military and political activities, it stil made contact with many different geographies and was interested in the developments occuring there. In this context, the geography of Central Asia and Turkestan represents a distinct meaning for Anatolian Turkishness as the ancient ancestral home. The political / military and commercial relations were always available with these geographies with which there was an intense cultural contact in the classical Ottoman era. Ottoman Empire was later perceived as a natural ally and even a protective power by the Turkestan Khanates in thef ace of the invasions of the Russian Tsardom and the threat posed by the Safavid State, which was founded in Iran before. From the 16th century until the last period, the Ottoman Empire maintained its political and diplomatic relations with the khanates in Turkestan. Just the number of documents as a witness to these contacts pertaining to Bukhara and Samarkand exceeds one thousand. It is possible to observe the political, military, commercial and cultural developments in Turkestan geography in Ottoman archival documents and also to understand the extent of relations between the Ottoman Empire and Turkestan Turks. These are of huge significance in terms of revealing the historic ties with Turkestan and Turkey. In our paper, it is aimed to contribute to the understanding of the common historical and cultural ties of Turkish communities by evaluating these documents in the Ottoman Archives in terms of chronology and subject.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.