Faiz Yasağının Normatif Çerçevesi: Yahudi ve Hanefî Geleneklerde İç-Dış Ayrımı ve Modern Finansal Etkileri

Author:

Number of pages:
525-539
Language:
Türkçe
Year-Number:
2025-Volume 20 Issue 2

Faiz, Mezopotamya’dan günümüze dek uzanan tarihsel süreçte, ekonomi ile din arasındaki etkileşimin merkezinde yer almıştır. Faiz, özellikle Yahudi geleneğinde “kardeşe yasak, yabancıya serbest” ilkesiyle şekillenen ikili etik standardı sayesinde, hem iç toplumsal dayanışmayı teşvik eden hem de dış ekonomik ilişkilerde rekabet avantajı sağlayan özgün bir kurumsal çerçeve sunmuştur. Ancak bu modelin Orta Çağ Avrupa kredi piyasalarındaki rolü ile modern finans etiğine etkileri, literatürde bütüncül bir yaklaşımla henüz kapsamlı biçimde ele alınmamıştır. Bu çalışma, Tevrat’ta temellenen ikili faiz yasağının tarihsel gelişimini ortaya koymayı; Talmud sonrası dönemde geliştirilen heter iska formülü aracılığıyla söz konusu yasağın nasıl işlevsel biçimde aşıldığının açıklanmasını; Orta Çağ Avrupa’sında faiz (interest) ile aşırı faiz (usury) ayrımının ortaya çıkışında Yahudi finansal pratiğinin etkisini analiz etmeyi ve nihayet, bu mirasın modern dönemdeki seküler faiz politikaları ile diaspora topluluklarındaki faizsiz borç uygulamalarına nasıl yansıdığını karşılaştırmalı biçimde tartışmayı amaçlamaktadır. Araştırma yöntemi olarak kutsal metin analizi, klasik halakha metin taraması ve sosyo-ekonomik ikincil literatür incelemesi benimsenmiştir. Çalışmada kullanılan veriler, tarihsel faiz oranları, dini-hukuki kaynaklardan elde edilen bilgiler ve finansal kurum örnekleri üzerinden derlenmiş ve içerik analizi yoluyla değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular, ikili faiz yasağının Yahudilik yapısında ekonomik dayanışmayı güçlendirdiğini; buna karşın, dış gruplarla ekonomik ilişkilerde rekabetçi bir araç olarak kullanıldığını göstermektedir. Heter iska formülasyonu, faiz yasağını ihlal etmeksizin kâr-zarar ortaklığı üzerinden sermaye yatırımı yapılmasına imkân sağlayarak, halakha normları korurken ekonomik işlemleri mümkün kılmıştır. Orta Çağ’da Katolik kilisesinin uyguladığı mutlak faiz yasağının zamanla interest ve usury ayrımı ile esnetildiği ve bu süreçte Yahudi kredi pratiklerinin hem antisemitik söylemleri hem de meşru faiz öğretilerinin evrimini etkilediği görülmüştür. Modern dönemde İsrail Devleti’nin merkezî faiz politikaları, tarihsel ikili standardın etkisini kamusal düzeyde sınırlarken; diaspora topluluklarında faaliyet gösteren Hebrew Free Loan Society gibi kurumlar, faizsiz borç verme geleneğini sürdürmektedir. Sonuç olarak, ikili etik standardın arkasındaki kurucu mantık, dinî yasakların katılığı ile ekonomik ihtiyaçlar arasındaki gerilimi hukukî mekâsıd düşünceleriyle dengeleyen tarihsel stratejiler geliştirmiştir. Bu durum, günümüzde İslâm fıkhında ribâ yasağı ekseninde geliştirilen katılım bankacılığı modelleriyle yapısal benzerlikler taşımakta ve karşılaştırmalı finans etiği literatürüne önemli katkılar sunmaktadır.

Keywords


The concept of interest has occupied a central position in the historical interaction between economy and religion from Mesopotamia to the present. Particularly in the Jewish tradition, the ethical dichotomy of “forbidden to the brother, permitted to the stranger” shaped a dual moral standard that provided a unique institutional framework—one that fostered internal social solidarity while offering a competitive advantage in external economic relations. However, the role of this model in medieval European credit markets and its influence on modern financial ethics has not yet been comprehensively addressed in the literature. This study aims to trace the historical development of the dual prohibition of interest rooted in the Torah; to explain how this prohibition was functionally circumvented through the post-Talmudic heter iska formula; to analyze the impact of Jewish financial practices on the emergence of the interest–usury distinction in medieval Europe; and finally, to comparatively examine how this legacy is reflected in modern secular interest policies and the interest-free lending practices of Jewish diaspora communities. The methodology combines textual analysis of sacred scriptures, classical Halakhic texts, and a review of socio-economic secondary literature. The data are drawn from historical interest rates, religious-legal sources, and examples of financial institutions, and are assessed through content analysis. Findings indicate that the dual prohibition strengthened intra-communal economic solidarity in Jewish society, while functioning as a competitive instrument in external financial dealings. The heter iska mechanism enabled capital investment through profit–loss partnerships without violating Halakhic norms. It is further observed that the Catholic Church’s absolute prohibition of interest was eventually relaxed through the interest–usury distinction, with Jewish credit practices influencing both anti-Semitic discourse and the evolution of legitimate interest doctrines. In the modern era, while Israel’s centralized interest policies have limited the normative effect of the dual standard at the public level, institutions such as the Hebrew Free Loan Society continue to uphold the tradition of interest-free lending in diaspora communities. Ultimately, the underlying logic of the dual ethical standard reflects historical strategies that mediate the tension between strict religious prohibitions and economic necessity through legal objectives (maqāṣid). This structure bears striking resemblance to Islamic finance models, particularly participation banking systems, and offers significant contributions to the literature on comparative financial ethics.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1
Number of downloads 23

Share

Turkish Studies-Comparative Religious Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.