Hz. Peygamber’in Tatbikatında Bulunan “Dindarlık Esaslı Sosyalleşme” Üzerine Bir İnceleme

Author:

Number of pages:
511-525
Language:
Türkçe
Year-Number:
2021-Volume 16 Issue 4

Kişinin inançları, değerleri, uygulamaları, kabulü veya reddi ile toplumda kimlik ve kişilik kazanma sürecini dînî sosyalleşme olarak adlandırabiliriz. Bireyselleşme, kişinin kendi entelektüel kapasitesini, tefekkür derinliğini, kısacası tüm yetenek ve bilgilerini gerçekleştirmesi olarak nitelendirilebilirse, sosyalleşme de bu yetenek ve deneyimlerin dışavurumu ve toplumla paylaşılması olarak nitelendirilebilir. Sosyalleşme, bireyin toplumla etkileşimidir. Bireyci-modern yaklaşım, insanların inandıkları din ile kurumsal dinin farklı şeyler olduğu tezini sıklıkla vurgular. Kurumsal dinin bireyin iradesine dışarıdan bir müdahale olduğu özellikle belirtilmektedir. Kurumsal dinin otantik ve nitelikli dindarlığı artırmadığı, aynı zamanda insanları riyakâr dindarlığa yönlendirdiği de belirtilmektedir. Özgün ve nitelikli dindarlığın bireyin kendi arzu ve iradesiyle gerçekleşebileceği öngörülmektedir. Bireyin iç dünyasında dindarlığa yol açacak dinamiğin nasıl şekilleneceği sorusu üzerinde durulmamaktadır. Sınırsız sayıda seküler dinamiğin bireyin arzu ve iradesine talip olduğu bir ortamda, dindarlık tercihi nasıl bir motivasyon oluşturabilir? Bunun kolay olmayacağını öngörmek zor değildir. Bireyin sınırsız arzularında dindarlık arzusuna yer bulması içsel bir mücadeleye bağlıdır. Doğası gereği dindarlık, dine kayıtsızlıkla uyum içinde yaşayamaz. Sürdürülebilir dindarlık, güçlü bir irade eğitimi ile istek ve arzuların kontrol edilmesi ve yönetilmesi kadar sosyal desteği de gerektirir. Dolayısıyla sosyalleşme her birey için zorunlu bir ihtiyaçtır. Dînî sosyalleşme, bu temel ihtiyacın karşılanmasında inançla ilgili hassasiyetlerin dikkate alınmasıdır. Kişi sosyalleşme ihtiyacını dînî inançları açısından rahat ve kabul edilebilir bir şekilde gerçekleştirmek isteyebilir. Başkasına iyilik etmek nasıl bir ihtiyaç ise, sosyalleşme de bir ihtiyaçtır. Yapılan iyiliğin tezahür etmesi ve anlam kazanması dînî sosyalleşme ile ilgilidir. Hz. Peygamber'in getirdiği din, müminlere ibadet ve âdet için toplanmalarını emretmiştir. Hz. Muhammed’in getirdiği dinde hayat, bireysel kurtuluş temelinde değil, toplumsal kurtuluş temelinde kurulmuştur. Hz. Peygamber ve Hulefa-i Raşidîn döneminde cami, sosyal hayatın merkezi ve ibadetin yanında diğer faaliyetlerin de yürütüldüğü bir yer olmuştur. Hz. Peygamber sosyalleşmeyi müminler için bir hedef davranış olarak ortaya koymuştur. Hz. Peygamber'in hayatındaki Mekke ve Medine dönemleri, dînî sosyalleşmenin çarpıcı örnekleriyle doludur.

Keywords


We can call religious socialization the process of gaining identity and personality in society with one's beliefs, values, practices, acceptance or rejection. If individualization can be described as the realization of one's own intellectual capacity, depth of contemplation, in short, all abilities and knowledge, socialization can be characterized as the expression and sharing of these abilities and experiences with the society. Socialization is the interaction of the individual with society. The individualist-modern approach often emphasizes the thesis that the religion people hold in their hearts and the corporate religion are two different things. It is specifically stated that institutional religion is an external intervention in the will of the individual. It is stated that institutional religion does not increase authentic and qualified religiosity, but also leads people to hypocritical religiosity. It is foreseen that authentic and qualified religiosity can be realized by the individual's own desire and will. The question of how to shape the dynamic that will lead to religiosity in the inner world of the individual is not addressed. In an environment where an unlimited number of secular dynamics aspire to the desire and will of the individual, what kind of motivation can the choice of religiosity create? It is not difficult to foresee that this will not be easy. Finding a place for the desire for religiosity in the unlimited desires of the individual depends on an internal struggle. By its very nature, religiosity cannot live in harmony with indifference to religion. Sustainable religiosity requires social support as well as controlling and managing our desires and desires with a strong will training. Socialization is a compulsory need for every individual. Religious socialization is the consideration of religious sensitivities in meeting this basic need. The person may want to realize the need for socialization in a comfortable and acceptable way in terms of his/her religious beliefs. Socialization is a need, just as it is a need to do good to others. The manifestation and meaning of the good done is related to socialization. The religion brought by the Hz. Prophet ordered believers to gather for worship and custom. In this religion, life is not built on the basis of individual liberation, but on the basis of social liberation. Hz. During the time of the Hz. Prophet and Hulefa-i Raşidîn, the mosque became the center of social life and became a place where other activities were carried out besides worship. The Hz. Prophet revealed socialization as a target behavior for believers. Hz. The periods of Mecca and Medina in the life of the Prophet are full of striking examples of religious socialization.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 677
Number of downloads 756

Share

Turkish Studies-Comparative Religious Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.