Erken Cumhuriyet Dönemi (1923-1950) Türk romanı, olay örgüsünde kadın karakterin rızasının inşa edilmesiyle ilgili, toplumsal cinsiyet ve iktidar ilişkileri bağlamında dikkate değer örneklerin olduğu bir inceleme alanıdır. Bu çalışma, rızanın yalnızca açık bir şekilde onay vermekten ibaret olmadığını; evlilik vaatleri, psikolojik güdümleme ve zımni rıza varsayımlarıyla nasıl şekillendirildiğini dönemin kanonik sayılan eserleri üzerinden analiz etmektedir. Peyami Safa'nın Sözde Kızlar'ında, alafranga yaşam tarzının yozlaştırdığı Behiç karakteri, kadınların rızasını evlilik vaadiyle inşa eder. Roman, bu özelliği itibarıyla kısıtlı rıza kavramına örnek teşkil eden durumlar içerir. Eserde aynı zamanda rıza inşası karşısında kadın kahramanların sergilediği tutumlar üzerinden modernleşme eleştirisi ahlaki bir çerçevede ele alınır. Reşat Nuri Güntekin'in eserlerinde ise rıza inşası toplumsal eşitsizliklerle iç içe geçer: Miskinler Tekkesi'nde kimsesiz bir beslemenin istismarı, Dudaktan Kalbe'de ise Lamia'nın Hüseyin Kenan tarafından psikolojik güdümleme teknikleriyle kandırılışı, rıza olgusunun nasıl çarpıtıldığını gösterir. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Sahnenin Dışındakiler'indeki Sabiha karakteri ise "zımni rıza" beklentilerini reddederek kanıksanmış eril tahakküme direnir. Ancak yazarların eleştirel bakış açısı dönemin ideolojisiyle sınırlı kalır: Safa Batılılaşmayı, Güntekin toplumsal çürümeyi, Tanpınar ise modernleşme-geleneksellik gerilimini öne çıkarırken, yazarlardan hiçbiri ataerkil yapıyı köklü bir şekilde sorgulamaz. Bu çalışma, söz konusu eserlerde rıza inşasının işleyiş mekanizmalarını ortaya koyarken, edebî eserlerin dönemin toplumsal cinsiyet dinamiklerine nasıl ayna tuttuğunu da ele alır.
The Turkish novel of the Early Republican Period (1923–1950) is a notable area of study for examining the construction of female consent within the context of gender and power relations. This study analyses how consent is not merely a matter of explicit approval, but it is instead shaped by marriage promises, psychological manipulation, and implicit assumptions of consent. It uses canonical works from this period as examples. In Peyami Safa's novel Sözde Kızlar (The So-Called Girls), the character Behiç, corrupted by the Westernised lifestyle, manipulates women into consenting to marriage. The novel contains situations that exemplify the concept of limited consent. It also addresses criticism of modernization within a moral framework, examining how female characters respond to the construction of consent. In Reşat Nuri Güntekin's works, the construction of consent is intertwined with social inequalities. In Miskinler Tekkesi (The Poorhouse), an orphaned girl is abused, and in Dudaktan Kalbe (From the Lips to the Heart), Lamia is deceived by Hüseyin Kenan through psychological manipulation. These examples show how the concept of consent can be distorted. Sabiha, a character in Sahnenin Dışındakiler (Those Outside the Stage) by Ahmet Hamdi Tanpınar, resists accepted male domination by rejecting the expectation of 'implicit consent'. However, the authors' critical perspective is limited by the ideology of the period. Safa emphasizes Westernisation, Güntekin social decay, and Tanpınar the tension between modernization and tradition; however, none of the authors fundamentally question the patriarchal structure. This study reveals the mechanisms by which consent is manufactured in these works and examines how they reflect the gender dynamics of the period.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.