Türk Halk Takviminde Zaman Ve Doğa Üzerine Cemre, Hıdırellez Ve Bahar Ayinlerinin Sembolik Dili

Author:

Number of pages:
1963-1982
Language:
Türkçe
Year-Number:
2025-Volume 20 Issue 3

Bu çalışma, Türk halk takvimi bağlamında zaman ve doğa kavramlarının sembolik ve ritüel temsillerini incelemekte; özellikle Cemre, Hıdırellez ve çeşitli bahar ayinlerine ilişkin kültürel pratiklere odaklanmaktadır. Yıllık döngü, Cemre’nin sırasıyla havaya, suya ve toprağa düşmesiyle başlayan halk inancıyla başlar ve doğanın kış uykusundan uyanışını simgeler. Bu geçiş süreci, Hıdırellez’de ateşten atlama ve gül dalına dilek bağlama gibi ritüellerle sürer; çiçek toplama, su serpme, toprağa dokunma gibi bahar ayinleriyle tamamlanır. Bu uygulamalar, yalnızca mevsimsel değişimleri değil, aynı zamanda toplumla doğa arasındaki derin manevi ve sembolik bağı da yansıtır. Bu çerçevede zaman, doğrusal bir akıştan ziyade doğanın yenileyici döngüleriyle senkronize kutsal bir ritim olarak algılanır.

Çalışma, bu pratiklerin eski Türk kozmolojik inançlarını koruyan kültürel kodlar olarak işlediğini ve zamanla İslamî katmanlarla yeniden şekillendiğini öne sürmektedir. Ritüellerdeki imgeler ve sembolik jestler, halkın doğa, kutsallık ve toplumsal huzura dair dünya görüşünü yansıtır. Mitolojik anlatılar, sözlü gelenekler ve mevsimsel semboller aracılığıyla bu ritüeller, zamana, evrene ve kimliğe dair katmanlı bir anlayışı ifade eder.

Bu bağlamda çalışma, halkbilimsel yöntemler kullanarak bu mevsimsel pratiklerdeki sembolik dili çözümlemeyi ve insan ile doğa döngüsü arasındaki ilişkinin kültürel bellekte nasıl sürdüğünü ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda çalışma, halkbilimsel yöntemler başta olmak üzere mitolojik çözümleme ve göstergebilimsel yaklaşımlardan yararlanarak, söz konusu mevsimsel pratiklerde içkin olan sembolik dili çok katmanlı bir şekilde çözümlemeyi hedeflemektedir. Bu çözümleme sürecinde, ritüel davranışların ardında yatan kültürel anlamlar, kolektif bilinçte yer etmiş mitolojik anlatılar ve doğayla kurulan sembolik bağlar ortaya konulacaktır. Ayrıca, insan ile doğa döngüsü arasındaki ilişkinin yalnızca ekolojik değil, aynı zamanda kültürel ve ruhsal düzeyde nasıl inşa edildiği ve halkın kolektif belleğinde nasıl sürdürüldüğü gösterilmeye çalışılacaktır. Çalışma, bu tür pratiklerin geçmişten günümüze taşıdığı anlam kodlarını inceleyerek, halk takviminin bir zaman ölçüm aracından çok daha fazlası olduğunu; doğa, zaman ve kutsallık ekseninde şekillenen bir yaşam felsefesi sunduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Keywords


This study investigates the symbolic and ritual representations of time and nature within the framework of the Turkish folk calendar, with a particular focus on the cultural practices associated with Cemre, Hıdırellez, and various springtime ceremonies. The annual cycle begins with the folkloric belief in the sequential fall of Cemre into the air, water, and earth, symbolizing the awakening of nature from winter’s dormancy. This transitional process continues with Hıdırellez rituals, such as jumping over fire and tying wishes to rose branches, and culminates in spring rites involving flower gathering, water sprinkling, and tactile engagement with the soil. These practices reflect not only seasonal transformations but also a profound spiritual and symbolic connection between the community and the natural world. In this cultural context, time is not perceived as a linear flow but rather as a sacred rhythm synchronized with nature’s regenerative cycles.

The study suggests that these practices function as cultural codes that preserve elements of ancient Turkic cosmological beliefs while having been reshaped over time through layers of Islamic influence. The imagery and symbolic gestures embedded in these rituals reflect a worldview in which nature, sacredness, and communal harmony are deeply intertwined. Through mythological narratives, oral traditions, and seasonal symbols, these rituals express a layered understanding of time, the cosmos, and identity.

Accordingly, the study aims to decipher the symbolic language inherent in these seasonal practices by employing primarily folkloristic methods, along with mythological analysis and semiotic approaches. This analytical process seeks to uncover the cultural meanings behind ritual behaviors, the mythic narratives embedded in collective consciousness, and the symbolic connections established with nature. Moreover, it endeavors to demonstrate how the relationship between humans and the natural cycle is constructed not only on an ecological level but also through cultural and spiritual dimensions, and how this relationship is maintained within the framework of cultural memory. By examining the codes of meaning transmitted through these practices across generations, the study reveals that the folk calendar serves not merely as a tool for timekeeping, but as a comprehensive philosophy of life shaped at the intersection of nature, time, and the sacred.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 19
Number of downloads 59

Share

Turkish Studies - Language and Literature
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.